28 Kasım 2010 Pazar

ne iş yapıcam ben..

büyük kararlar arifesindeyim.
6 yıl fakülte
2,5 yıl zorunlu hizmet
4 yıl asistanlık
2 yıl zorunlu hizmet
sonuç:ben artık doktorluk yapmak istemiyorum..
bi kendidnizi düşünün kardiyologum ya öyle kalp hastası felan değil (allah korusun) olesine bir grip olduğunuzu.yada arkadaşlarınızı etrafınızdaki herkesin en azından grip olduğundaki gibi mızmız,sorunlu,ilgiye muhtaç olduğunu.hayatınızın 7x24bu kişilerlegeçtiğini.düşünsenize işe geliyosunuz ve kime sorarsanız sorun kimse iyiyim demiyor...
son döneme kadar enerji veriyodu bana hastalarım,tedavi sonrası onların gözündeki mutluluk,minnettarlıkları.ama artık ben çok sorguluyorum işimi,hayatımı.artık mutlu değilim işimden.
çook üzülüyorum buna.okadar uykusuz geçen gece,başarı,çaba,hırs,ego her şey bu kadarmıydı.
niye böyle düşünüyorum diyede üzülüyorum.
iki gecedir uyumuyorum.
tamam doktorluk yapmak istemiyorum.
peki ben ne iş yapıcamki?
kafam çok karışık..canım çok sıkkın.

24 Kasım 2010 Çarşamba

hayat dediğin...

yoğun bakımda çalışırken hep bu düşünce kemirirdi içimi,hele bir hastamı kaybedip hasta yakınlarına ölüm haberini verip onu morga gönderdiğimde...
hayat dediğin nedirki..
al işte bitti gitti..o kadar yaşanmışlık,okadar yaşanmamışlık,okadar pişmanlıklar hepsi 1 saatlik kanter içinde kalış adrenalin atropin sonrasında alınamayan kalp atımıyla bitiyor işte..
bu konuda hiç profesyonel olamadım ve olmucamda.kaybettiğim her hasta sonrası hastayı yatağından alıp sedyeye koyarken dua ederim. odama giderim gözlerim dolar ağlarım.içim titrer..
2 yıldır çok komplike hastaların olmadığı bir hastanede çalışdığımdan bu düşüncelerimden uzaklaşmıştım(rüyama giren hastalarım haricinde)
dün arkadaşım aradı..aynı hastanedeyiz.15 yıllık arkadaşım.yatılı okuduk.abimdir kardeşimdir yeri gelince.sesi titriyodu..eşimin kardeşini kaybettik dedi 1-2 saat önce.sapa sağlamdı..39 yaşındaydı,göğsü ağrımış sağlık ocağına girmiş.kapısında düşüp kalmış dedi.daha yeni telefonla konuşmuştum nasıl olur diye soruyodu bana.anne babanın haberi yokmuş nasıl haber verelim diyodu..
bişe dedim,bişe diyemedim,ne dedim bilmiyorum aslında..
canınızı sıkmak moralinizi bozmak istemem ama paylaşmak istedim..
durun ve şöle derin bi nefes alın..
sevdiğinizin sevdiklerinizin yanına sokulun sarılın öpün.patronu,iş arkadaşınızı,eşinizin kaprisini,çocukların yaramazlığını,kredi kartı borcunuzu ne bilim başka ne derdiniz varsa bir kenara bırakın ve 1 dk durun şölee..
hayat işte buu..

22 Kasım 2010 Pazartesi

biir sürü kampanya var:)

sevgili ''neşeli günler-nesekilıavuz.blogspot.com'' saolsun sayesinde haberdar oluyorum kampanyalardan:)
fırsat diyarı.comdan-fırsatdiyarı.blogspot.com'dan çok cicibir çaydanlık,
balpotusuilemoda.blogspot.com'dan tam aradığım bir ürün
özlemcacim.blogspot.com'dan hoş bir takım
missdominikastylebox.blogspot.comdan şeker makyaj malzemeleri gibi..
ne çok boyle aktiviteler var.şaşırdım valla.ama ilginç gelmedide deil hani:)
sizde bir bakının kesin bişiler bulursunuz..

mim:mutlu ailelerin 100 sırrı

evett bende geçtim kütüphanemin önüne.gözümü kapadım ve işte gelen kitap:david niven'in mutlu ailelerin 100 sırrı kitabı oldu.
hey gidi günler heyyy kitabı ilk okuduğum zaman geldi aklıma :)
açtım 55nci sayfayı ve işte paylaştıklarım...
''
gereklilik ve istemek
Genellikle gereklilik ve istemek arasında büyük bir fark vardır.Sebze yemeniz gerekmektedir .Canınız pizza yemek ister.Gereklilik ve istemek arasındaki yarışta uzun vadede denellikle istemek kazanmasına karşın bu sizin için iyi olmayabilir.Aynı şey aile durumlarındada ortaya çıkar.Boş zamanlarınızı aile üyelerine destek vererek geçirmelisiniz ama siz önce kendinizi düşünmek istersiniz.Bu sorunu aşmanın yolu isteklerinizi sürekli olarak bastırmak değil ama yapmanız gereken konularda elde edeceğiniz mutluluğu arttırmaktır.Zaman içerisinde gerekli olanlarla istekler arasındaki dengeyi arttırarak yaşamınızda daha fazla mutlu olabilirsiniz''

21 Kasım 2010 Pazar

notlar:

1.spora başlayalı 1 hafta oldu üstüne tatil:sonuç 15 günde 2 kilo artı giremediğim eski kot pantolonuma girme başarısı
2.evin parke seramik olayı çözüldü sırada oturma grubu dizaynı var.model belli ama yi fiyat nerde bulunur o sorun.
3.eski bir arkadaşı aramam lazım.işim düştü ama hep aklında olurda hep bahane bulursun ya.o yüzden hiç arayamamıştım.ama şimdi gerçekten aramam gerekiyor.2 gündür karın ağrısı çekiyorum buyüzden.
4.bu 9 gün izin alamadım çalıştım diyebilirim kısmen.ama kalan yıllık iznimi medeniyette kullanıcam aralık başında..
ve sıra handeciğimin miminde:

5 Kasım 2010 Cuma

alem fm-nihat sırdar-protesto

bizim evde sabah ve akşam alem fm -nihat sırdarın programları dinlenir.
annenne ve dede nihat erzuruma gelince gösterisine gidecek kadar çok severler kendisini.benim uzun süre bişeyi dinleyip izleyememe huyumdan ötürü bole fanatikliklerim yoktu.ama bende alıştım .
hatta beni bırakın kuzuda alıştı..program müziği çıkınca radyoda kafa sallamaya başlıyo bizimki:)
bu sabah saat 8'de ankaralı turgut eşliğinde protesto vardı programda.protesto ettik istediğimiz herşeyi nasılmı ?:oynayarak.
kuzuyla karşılıklı oynadık...ohh iyi geldii..neleri protesto etmedimki..
bundan sonra her cuma yapalım dedi nihat sırdar..valla öneririm..acayip rahatlatıyor insanı:))