17 Aralık 2010 Cuma

yeni gelişmeler öncesi..

elim gitmiyordu blogumu açmaya .bugün cesaretim geldi.
2 haftalık tatilin(daha doğrusu karmaşa,koşturmaca ve karar öncesi iç sıkıntısı hallerimin)sonuna geliyorum.pazar dönüş var.
aslında dönmemeyi planlıyordum.ama işler planladığım gibi gitmedi.okadar karmaşıkkki yapmaya çalıştığım işler.duyanlar gülüyor ve acıyor halime.henüz bir yardım eden bulamadım.açık sandığım yollar tıkandı.başka yollar açılmaya yüz tuttu.biraz ümitlendim.çokça ağladım.hayatın daha bir farkına vardım.
geçen zamanın.ömrün dediğin şeyin ne olduğunu anlamaya başladım sanırım..
ama depresif hallerimin sonuna geldim..
artık hareket zamanı.
ya şimdi ya hiç birzaman...
sosyal sorumluluk projelerini araştırıyorum..katılableceğim,faydalı olabileceğim projeler..varsa bildiğiniz duyduğunuz önermek istediğiniz çok sevinirim.
tarih okumaya başladım..daha çatalhöyükte takılıp kaldım ben..aman allahım ne kadar küçük bir dünyada yaşıyormuşum.herşeyden ilgisiz alakasız.tıpla kendini çevrelemiş.hiç okuyamazsanız.www.catalhoyuk.com'a bir göz atın olurmu.
kitap okuyorum ne zamandır ertelediğim kitaplarım vardı.onlara başladım eş zamanlı. aklımdayken mümin sekmanın ''kişisel ataleti yenmek'' kitabını okuyun lütfen.okuyamam vaktim yok demeyin.kısa ,bir çırpıda biten bir kitap.ama bitirdiğinizde iyiki okumuşum diceksiniz.
şimdilik böyle ..umarım sizlerde iyisinizdir.

28 Kasım 2010 Pazar

ne iş yapıcam ben..

büyük kararlar arifesindeyim.
6 yıl fakülte
2,5 yıl zorunlu hizmet
4 yıl asistanlık
2 yıl zorunlu hizmet
sonuç:ben artık doktorluk yapmak istemiyorum..
bi kendidnizi düşünün kardiyologum ya öyle kalp hastası felan değil (allah korusun) olesine bir grip olduğunuzu.yada arkadaşlarınızı etrafınızdaki herkesin en azından grip olduğundaki gibi mızmız,sorunlu,ilgiye muhtaç olduğunu.hayatınızın 7x24bu kişilerlegeçtiğini.düşünsenize işe geliyosunuz ve kime sorarsanız sorun kimse iyiyim demiyor...
son döneme kadar enerji veriyodu bana hastalarım,tedavi sonrası onların gözündeki mutluluk,minnettarlıkları.ama artık ben çok sorguluyorum işimi,hayatımı.artık mutlu değilim işimden.
çook üzülüyorum buna.okadar uykusuz geçen gece,başarı,çaba,hırs,ego her şey bu kadarmıydı.
niye böyle düşünüyorum diyede üzülüyorum.
iki gecedir uyumuyorum.
tamam doktorluk yapmak istemiyorum.
peki ben ne iş yapıcamki?
kafam çok karışık..canım çok sıkkın.

24 Kasım 2010 Çarşamba

hayat dediğin...

yoğun bakımda çalışırken hep bu düşünce kemirirdi içimi,hele bir hastamı kaybedip hasta yakınlarına ölüm haberini verip onu morga gönderdiğimde...
hayat dediğin nedirki..
al işte bitti gitti..o kadar yaşanmışlık,okadar yaşanmamışlık,okadar pişmanlıklar hepsi 1 saatlik kanter içinde kalış adrenalin atropin sonrasında alınamayan kalp atımıyla bitiyor işte..
bu konuda hiç profesyonel olamadım ve olmucamda.kaybettiğim her hasta sonrası hastayı yatağından alıp sedyeye koyarken dua ederim. odama giderim gözlerim dolar ağlarım.içim titrer..
2 yıldır çok komplike hastaların olmadığı bir hastanede çalışdığımdan bu düşüncelerimden uzaklaşmıştım(rüyama giren hastalarım haricinde)
dün arkadaşım aradı..aynı hastanedeyiz.15 yıllık arkadaşım.yatılı okuduk.abimdir kardeşimdir yeri gelince.sesi titriyodu..eşimin kardeşini kaybettik dedi 1-2 saat önce.sapa sağlamdı..39 yaşındaydı,göğsü ağrımış sağlık ocağına girmiş.kapısında düşüp kalmış dedi.daha yeni telefonla konuşmuştum nasıl olur diye soruyodu bana.anne babanın haberi yokmuş nasıl haber verelim diyodu..
bişe dedim,bişe diyemedim,ne dedim bilmiyorum aslında..
canınızı sıkmak moralinizi bozmak istemem ama paylaşmak istedim..
durun ve şöle derin bi nefes alın..
sevdiğinizin sevdiklerinizin yanına sokulun sarılın öpün.patronu,iş arkadaşınızı,eşinizin kaprisini,çocukların yaramazlığını,kredi kartı borcunuzu ne bilim başka ne derdiniz varsa bir kenara bırakın ve 1 dk durun şölee..
hayat işte buu..

22 Kasım 2010 Pazartesi

biir sürü kampanya var:)

sevgili ''neşeli günler-nesekilıavuz.blogspot.com'' saolsun sayesinde haberdar oluyorum kampanyalardan:)
fırsat diyarı.comdan-fırsatdiyarı.blogspot.com'dan çok cicibir çaydanlık,
balpotusuilemoda.blogspot.com'dan tam aradığım bir ürün
özlemcacim.blogspot.com'dan hoş bir takım
missdominikastylebox.blogspot.comdan şeker makyaj malzemeleri gibi..
ne çok boyle aktiviteler var.şaşırdım valla.ama ilginç gelmedide deil hani:)
sizde bir bakının kesin bişiler bulursunuz..

mim:mutlu ailelerin 100 sırrı

evett bende geçtim kütüphanemin önüne.gözümü kapadım ve işte gelen kitap:david niven'in mutlu ailelerin 100 sırrı kitabı oldu.
hey gidi günler heyyy kitabı ilk okuduğum zaman geldi aklıma :)
açtım 55nci sayfayı ve işte paylaştıklarım...
''
gereklilik ve istemek
Genellikle gereklilik ve istemek arasında büyük bir fark vardır.Sebze yemeniz gerekmektedir .Canınız pizza yemek ister.Gereklilik ve istemek arasındaki yarışta uzun vadede denellikle istemek kazanmasına karşın bu sizin için iyi olmayabilir.Aynı şey aile durumlarındada ortaya çıkar.Boş zamanlarınızı aile üyelerine destek vererek geçirmelisiniz ama siz önce kendinizi düşünmek istersiniz.Bu sorunu aşmanın yolu isteklerinizi sürekli olarak bastırmak değil ama yapmanız gereken konularda elde edeceğiniz mutluluğu arttırmaktır.Zaman içerisinde gerekli olanlarla istekler arasındaki dengeyi arttırarak yaşamınızda daha fazla mutlu olabilirsiniz''

21 Kasım 2010 Pazar

notlar:

1.spora başlayalı 1 hafta oldu üstüne tatil:sonuç 15 günde 2 kilo artı giremediğim eski kot pantolonuma girme başarısı
2.evin parke seramik olayı çözüldü sırada oturma grubu dizaynı var.model belli ama yi fiyat nerde bulunur o sorun.
3.eski bir arkadaşı aramam lazım.işim düştü ama hep aklında olurda hep bahane bulursun ya.o yüzden hiç arayamamıştım.ama şimdi gerçekten aramam gerekiyor.2 gündür karın ağrısı çekiyorum buyüzden.
4.bu 9 gün izin alamadım çalıştım diyebilirim kısmen.ama kalan yıllık iznimi medeniyette kullanıcam aralık başında..
ve sıra handeciğimin miminde:

5 Kasım 2010 Cuma

alem fm-nihat sırdar-protesto

bizim evde sabah ve akşam alem fm -nihat sırdarın programları dinlenir.
annenne ve dede nihat erzuruma gelince gösterisine gidecek kadar çok severler kendisini.benim uzun süre bişeyi dinleyip izleyememe huyumdan ötürü bole fanatikliklerim yoktu.ama bende alıştım .
hatta beni bırakın kuzuda alıştı..program müziği çıkınca radyoda kafa sallamaya başlıyo bizimki:)
bu sabah saat 8'de ankaralı turgut eşliğinde protesto vardı programda.protesto ettik istediğimiz herşeyi nasılmı ?:oynayarak.
kuzuyla karşılıklı oynadık...ohh iyi geldii..neleri protesto etmedimki..
bundan sonra her cuma yapalım dedi nihat sırdar..valla öneririm..acayip rahatlatıyor insanı:))

24 Ekim 2010 Pazar

dekorasyon çalışmaları


nezamanki işimi son ana bıraksam mutlaka ve mutlaka olece ''kalakalmışımdır''.
fakültede hangi sınava günügününe çalışmadıysam ''kalmış'',yola çıkarken plan yapmadıysam ortada ''kalmış'',alelacele bişiler hazırlayayım dediysem elime yüzüme bulaştırmışımdır:))
hani ole hep anlatılan şanslı kişilerden olamadım hiç.şölee şanslıydım işim rast gitti,böle cuk diye oturdu yemek,şöle denk geldi şuna rastladım bunla tanıştım gibi gibi.....
dekorasyonla feng shuiyle bi dönem içiçeydim.
ara bugün itibariyle bitmiştir ey blog.
bakalım neler çıkacak bu hevesten:)
hemen yarın ev alıyor olmasamda şimdiden hazırlanıp bugünün işini bikaç ay sonraya bırakmıcam:)
insan bir kez ev alıyor dimi ama yada en azından ben olee...

16 Ekim 2010 Cumartesi

şevval sam-sek


hatırlarmısınız bu albümü?
son sen asistanıyken çıkmıştı bu albüm.koşa koşa gidip almıştım.her sabah kalktığımda cd playerda bu albüm takılı olurdu.ben hazırlanana kadar ne kadar parça dineleyebilirsem dinlerdim.evden olee huzurlu çıkardım ki tarif edemem.
birkaç parçayı dinledim şimdi.
beyoğlunda kızkıza arkadaşlarla gittiğimiz(izmirden liseden kızlar)ocakbaşını.35lik isteyince şaşıran,susuz içtiğimizi görünce ağzı açık kalan garsonları.güzelim muahbbetleri,eskiyi yadetmeleri hatırladım...
dinlediysenizde dinlemediysenizde hadi bulun birkaç parçasını ve dinleyin..
hak vereceksiniz bana içiniz ferahlayacak,kafanız boşalacak eminim.

9 Ekim 2010 Cumartesi

kağıt kalemsiz çalışamayanlar!

bilgisayarım açık,arkadaş bir sürü literatür gönderdi.hepsini okumam ayıklamam,hangileri yapacağımız çalışmaya uygunsa onların full textine ulaşıp özetler çıkarmam gerekiyor..
bunları yaparken ders çalışmam gerekiyor..
tamam hepsini bi şekilde yaparım aama şuan çalışamıyorum..
peki niyemi?
çünkü ben kağıt, kalem,çıktı olmadan.kırmızı kalemle sağını solunu,altını üstünü çizmeden,yanına yönüne yıldız koymadan çalışamıyorum...
şimdi baktımki printerın kartuşu bitmiş...
üff ya ole bakıyorum dosyalara..ciddeen kafam almıyor.bu kadarmı teknoloji özürlü olur bir insan:)
yapcak bişe yok.
yarını beklicem..
şimdi elime bir kitap alayımda okuyayım barigüzel güzel,dokuna dokuna,çize çize..
bole sorunu olan varmı peki..ben tekmiyim yoksa?

2 Ekim 2010 Cumartesi

projem ve hayal kırıklığım:(

ptesi günü arkadaşla hasatanede oturup çok az ve çeşitsiz hasta baktığımızdan ve bu dağ başında köreldiğimizden bahsederken aklıma bir fikir geldi.
bi karavan içinde muayene masası ,ultrason cihazı,ekg,biyokimya cihazı olsun.
köylere hastaneye gelemeyen hastaların,hiç doktor yüzü görmemiş gebelerin,pratisyen hekime bile zor ulaşan ciddi kalp hastalığı olan hastaların yanına ulaşalım.hem onlara bir faydamız olur hem biz hasta bakmış oluruz hemde bukadar çokhasta bakarsak bilimsel olarakta yayın yapma hitimalimiz olur diye düşündük.
nasıl heyecanlandım anlatamam..
daha başhekimle görüşmeden kendimizi attık hastaneden.
biyerden duymuştum.AB'nin bu şekilde desteklediği projeler varmış diye.
tesadüfen gördüğüm bir binada ki valilik birimine gittik önce.
görevli uzmanın gözleri parladı projeyi duyunca ama başvuru tarihi haziran ayında bitmişti.bize gelecek sene için ok verdi ama biz gelecek seneye kadarvakit kaybetmek istemiyorduk.
bizi önce başkabir merkeze sonrada belediyeye yönlendirdiler.
bi öğrendikki öyle bir araç varmış 2 yıl önce hibe edilen.doktor olmadığından olece duruyomuş garajda.içinde yok yok olan.mükemmel dizyn edilmiş bir tır.
aman allahım nasıl olur süper felan derken kendimizi başkan yardımcısıyla konuşurken bulduk.
herkes çok mutluydu.biizim gibi idealist doktorlara çok ihtiyacı olduklarını vs sölediler.ki biz para vs talep etmiyorduk kesinlikle ve hafta sonu tatilinde gideecektik köylere...
10 günlük bir deneme dönemi için anlaşıp başka iki kuruma gittik ertesi gün bazı kitler hakkındakonuşmak için.son gittiğimiz kuruma ole umutlu girmişimki anlaşılan.şube müdürünün bize böyle bişe olamıyacağını anlayabilmem için 2 kere tekrar etmesi gerekti.kafamızdan nasıl bole bir proje hazırladığımızı gidiyomuş gibi nasıl kendimize göre plan yapabildiğimizi sordu.kurumumuzdanda halen izin almadığımızı soleyince bizi kibarca kovdu.yada kovmaktan beter etti..
ben saat 17:00de ismini vermek istemediğim bir müdürlüğün önünde olece kalakaldım.
deli oldum,sinir oldum,bürokrasiden ve siyasetten nefret ettim.
ve birkez daha bu ülkeden gitmek için herşeyi yapacağıma yemin ettim.

21 Eylül 2010 Salı

karar vermek verememek!!

hayatım şu anda a b c d ihtimalleriyle dolu.hemde küçük değil hayatımı tümden değiştirecek hepsi birbirinden kötü ihtimaller.
konuşmaya yazmaya mecalim yok.kafam dolu.moralim bozuk.ne yapacağımı bilmez haldeyim.tek başıma olsam neyse ama bir eşim ve herşeyden habersiz bir kuzucuğum var.
Allah'ım nolur yardım et.keşke 5 yıl sonrasını biran görebilsem.vereceğim kararın sonucunu görebilsem..
çıldırmak üzereyim.
dua edin benim için olurmu?

14 Eylül 2010 Salı

uzaktan eğitim-istanbul ünv.

hafta sonu öylesine internette dolaşırken bir baktımki aradığım sertifika programı istanbul üniversitesinde başlayacak.hemde uzaktan eğitim merkezinde hemde 5 günlük.
çıldırdım resmen.ve tabi bu kadar nasıl denk gelebilir ve nasıl ben tesadüfen buldum bu programı diye sevindirik oldum(google'a istanbul yazcağıma istanbsl yazmışım altta istanbul ünv çıkınca bi bakayım deyip enstitü yerine merkezlere girip vs vs tıklayıp bu programı buldum çünkü)
merkeze mail attım ama cevap alamadım.yarın hocalara mail atıcam bakalım şartlar nelermiş,ben katılabilirmiyim diye..
hastalıkların moleküler temeli konulu bir program.moleküler tıp ve genetiğe hayran birisi ve mesleki anlamda tek hayali genetik bir çalışma programında danışman olmak olan bir doktor olarak daha ne isterimki ben..

13 Eylül 2010 Pazartesi

ne yapıyorum ben?

ne yapıyorum ben yada neyi yanlış yapıyorum?
bugün itibariyle anladımki yöneticilik vasfım yok.tamam hasta doktor ilişkilerim en azından çevremden veya hastalardan duyduğum kadarıyla çok iyi.ama yönetmek zorunda olduğum personelle ilişkilerimi bir türlü düzene oturtamıyorum.ve buda canımı sıkıyor artık.
kliniğimde düzen istiyorum.plan program istiyorum.pozitiflik istiyorum.ben kendime adıma yapıyorum ama insanlardan hatalarını düzeltmelerini uygun birşekilde isteyemiyorumki hala aynı terslikler devam ediyor.ve bugün ilkkez sinirliyim.klinik şefi böyle yaparmı bilmiyorum ama şu anda kliniği protesto ediyorum.hayır klinik dediğimde 2 elin parmaklarını geçmiyoruz ama olsun işte.olmuyorr..tamam makina değiliz ama insanların kendi negatifliklerini ,depresyonlarını bu kadar işlerine yansıtmalarına anlam veremiyorum.ki bu kişiler sanılanın aksine erkekler.konuşuyorum.yardım almalarını sağlıorum.opsiyon veriyorum.ama yok.ve en sonunda olan oldu banada bulaştı bu sabah olumsuzluk.
şimdi sakinleşip derin bir nefes alıp kliniğe geçicem.sakinleşmek için bilgisayar başına oturdum. ilk defa hastanedeblogumu açtım.onunda ayrı vicdan azabı var üstümde şimdi..
önerisi olan varmı?

12 Eylül 2010 Pazar

bayram geldi hoş geldi!!

geldide geçti bile koskoca bir bayram.
uzman olmadan önce acaba hangi günü nöbetçiyim diye stresi basardı kaç gün önceden:))
geçen sene bayramda 2 aylık kolikli kuzuyla (ek olarak benim hala hafiften süren lohusa sendromumla)ankara yollarındaydım.
busenede bu dağ başındayım ama eşim kardeşim gelebildiler.annem babam yanımda .kuzucum kucağımdaydı.itiraf deyim oyle güllük gülistanlık geçmedi.tartışmalı,birazda sıkıntılıydı hatta ama insanoğlu işte unutmaya meyilliyiz yoksa nasıl yaşarız.
yarın işbaşı,ingilizce ve almancaya devam.alışmamışım ya tatile.çalışasım var .şimdi biyandan ingilizce diyaloglar dinliyorum.
gözüm ntvde maçı bekliyorum.
yeni bir kitaba başladım.biraz ilerleyeyim yorumları yazarım buradan.
herkese mutlu haftalar diliyorum.bakalım neler olacak bu hafta?

11 Ağustos 2010 Çarşamba

evim evim güzel evim..

sıcağı sevmiyoruz kuzuyla.
3 gün ayvalığa zor dayanabildik kendimizi attık serin diye tahmin ettiğimiz bir yere .ama orasıda sıcaaak sıcaak.ayrıca hiç rahat değilimm.insanların anlaşamadığı kişilerle aynı yerde olması ve bişe diyememesi nekadar zorr..hatta sinir bozucu..insanların iyi kötü nasıl olursa olsun.kendi evi gibisi yok:)
tamam kocişten ayrıyız ama en azından 15 günde bir geliyor.kuzunun düzeni bozulmamış oluyor.huyu değişmemiş oluyor. benim kafam rahat oluyor.
zaten ders çalışmam gerekiyordu.hiç gelmek istemiyordum tatile..eylül ekim en iyi zamanlar olacaktı.ama annenne ile dede çok sıkıldı.onların hatrına geldim.ama tatil bana gelmedi.okadar yoruldumki çocukla.iyice bana düştü sürekli emmek istiyor.geceleri uyumuyor.saat başı kalkıyor. sürekli ayakta sallıyorum.tabi önce emzirdikten sonra .tek iyi yanı kilo verdim:))
bakalım daha 10 gün var iznin bitmesine.hadi hayırlısıııı:))
sevgiler kocamann herkese..

9 Ağustos 2010 Pazartesi

çook teşekkürler...

aslında yorum olarak yazdım ama sonra işkillendim.kayıt olarakda bulunsun istedimm:

''arkadaşlar hepinize teker teker çok teşekkür ediyorum önerileriniz ve zahmet edip benimle paylaştığınız için.
muhteşem ülkemin muhteşem altyapısız teknolojileri yüzünden(internet arızası,modem arızası,karşımda muhattap olarak bulduğum ciddiyetsiz insanlar derken tatil) internete çok kısıtlı girebildim. şuandada kızımla yalnız olduğum içinve uyanmasına ramak kaldığından ayrı ayrı cevap yazamıyorum.bu yüzden özür diliyorum hepinizden.
tüm önerileri not ettim ve hemen hepsinide denedim.valla insan zorda kalınca neler neler içiyomuş dimi?benki nane limona bile burun kıvırırdım:))
daha iyiyim bikaç gündür.oldukça azaldı öksürük.kuru öksürüğe birebir olan bişeyde buhar banyosu.gerçekten bakın.hani hatırlarsınız belki çocukken tencerede suyu kaynatıp üstüne battaniye örtüp içine girerdik.yada enazından bizim evde oyle olurdu.nefret ederdim ama iyi gelirdi hep.bu sefer oyle yapmadım.daha insancıl:))birşekilde çözüm yolu buldum.banyoyu buhara boğup en az 45dk içeride kalıyosunuz.ve çıktığınızda boğazınız daha rahatlamış oluyor..bi deneyin derim..
herkese sağlıklı günler diliyorum..
sevgiler...''

24 Temmuz 2010 Cumartesi

öksürük kesmek için ilaç dışında ne kullanıyorsunuz?

geçen hafta kursta sınıf havalansın diye pencereleri açtık.
sadece 15 dk.
sonra ben işkilllendim ve sınıfta okadar kişi rahatsız olmuyoken, ceryanda!! kalıyorum hasta olurum diye insanların cıkcıkları arasında kapattım pencereyi.
ama başladı o gün boğazım gıcıklanmaya.
2gün sonra akut farenjitim.ve 3 gündür de başka bir reaksiyona bağlı olarak aralıksız öksürüyorum..
ilaçta alamıyorum emziriyorum diye.nane limon kekik bal tarzı geleneksel şeylerle idare ediyorum.ama çok sıkıntılı.gece emzirirken başlıyorum öksürmeye .sonra kızım uyanıyor tabi.hadii baştan başla uyutmaya.gece pat pat öksürmeler.salonda yatıyorum kaçgündür.bulaşmasın miniğe diye.
okadar dikkat ediyorum gene beni buldu demek istemiyorum ama ole olmamışmı amaaa..
ne kullansam başka önerisi olan ,deneyip fayda gören varmı acaba?
teşekkürler şimdiden..

16 Temmuz 2010 Cuma

diyetmiii oda ne?

yıl 1995 fakulteye giriş kilo:45
2001 fakulteden mezuniyet kilo:49
2008 hamilelik öncesi kilo:50
2009 doğumun hemen öncesi kilo:70
2010 kuzu 1 yaşında kilo:57
sinirlerim çok bozuldu ama..tamam hamilelik öncesi kotlarımı giyiyorum ama göbek fırlıyor,basen löp diye oturuyor:))
1 yıldır '' aaa acıktım canım '' diyip gecenin 10da çeyrek tost üstüne bi dolu meyve üstüne meyve suyu yiyip cukkadanak yatmışlığım var her gün amaaaa...napimm acıkıyodumm yada ben oyle hissediyordumm..ama artık buna bir son veriyorum.
benki hamilelik öncesi tek giyebileceğim pantolonları mangoda bulabilen 34 bedenlerini denemeden alan biriydimmm...
hey gidi heyy..
amaa evren sana diyoruuum.huuu.artık pozitif enerjimi ne istiyosan ondan yayıyorumm.:))ben şişman değilim ve şu can simidi bölgeyi vermeyen ne olsun bak görr!!!
demedi deme sonraaaaa....

12 Temmuz 2010 Pazartesi

şöyle derin bir nefes..

akşam hastaneden geldikten sonra kızımı alıp yürüyüşe çıkıyorum.
bu akşamda öyle yaptım.akşam 19:00 gibi hava iyice serinlemişti.(bu arada burası bile 32 derece diğer yerleri düşünemiyorum.)
gün içinde sorunlarla,hırslarla,dertlerle,tasalarla okadar doluyoruzki o günün hayatımızdan bir gün olduğunu ,bugünün bir kaç saat sonra dün olacağını unutuyoruz.
yürüyüş yaptığımız yer kampüs.
bi ara başımı kaldırdım.gökyüzüne baktım.güneş yeni batmıştı. dağların arkasında kalan kızıllığına bakarken şöyle kocaman bir nefes aldımm..ve şükrettim...
herkese sağlıklı mutlu günler..
herşey kalbinizden geçtiği gibi olsunn..

şöyle derin bir nefes..

6 Temmuz 2010 Salı

öğrenciliğe devamm

okul sırasına oturmayalı ne kadar yıl olmuşş..
haftasonu ingilizce kursuna başladım.kurşun kalemim silgim ve kalemtraşımla şaşkın bakışları üzerime çeksemde kimse kusura bakmasın.. ben tükenmez kalemle olsemde bitsemde ders çalışamam.
şunu birkez daha anladım ders dinlemek,not almak,öğrenci olmak kanımda var benim.başka bir bölüm kazansamda tıp fakültesine yine giderdim ben bu amele ruhla:))öys'de 5 tercih yapıp 5'ninde tıp olması boşuna değildi.sadece 1 ile 2nci tercih sırasını değiştirsem hayatım çook çok farklı olabilirdi o ayrı:))
hastanede,serviste,durakta,hasta arasında ingilizce çalışıyorum.ve ne kadar bişe bilmediğimi anlıyor ve üzülüyorum.bi yandan da hırslanıyorum.
şimdi ders çalışmam lazımm..
herkese iyi akşamlar diliyorum..sevgiler..

30 Haziran 2010 Çarşamba

kpds denen sınavdan 70 üstü alabilirmiyim?

birden çıktı bu sınav karşıma.
ben tıpış tıpış almanca çalışıyordum oysaki.
ama oyle bir fırsat varki önümde herşey bu sınavdan 70 üstü almama bağlı.
izmir kız lisesi mezunuyum hani ingilizce açısından bilinen tabirle düz lise.
sınav ekim başındaymış.
daha önce bu sınava girenler yada etrafındakilerden girenler olanlar.
ben 3 ayda bu sınavı 70 üstü bir puanla geçebilirmiyim?
neler yapmalıyım.
en çok çıkan kelimeler vs indirdim.
1,5 ay önce başlamış bir hazırlık kursuna yazıldım.balıklama dalıp.haftasonları 4er saatten ders var.
bilmiyorum başka ne yapmalıyım?
yardımcı olursanız çook sevinirim..

28 Haziran 2010 Pazartesi

nası yanii monk!



tüm sezonlarını izleyip en son sezonunun final bölümünü heyecanı gitmesin diye izlememiştim.psikopatım yaaa..
dün canım sıkıldı izlemeye karar verdimm..
nası yanii yaaa..
bombayı o adammı koymuş?
monkun karısının kocaman bir sırrımı varmış?
monk bunca yıl nasıl bulamamış bunu?
kurduğum onca komplo teorileri boşunamıymış şimdi?
off offf..
ama olsun.en sevdiğim dizi karakterlerinin başlarındadır adrian monk.jenerik müziği hala dilimde..
izlemeyenlere şiddetle öneririmm:)

27 Haziran 2010 Pazar

şu an itibariyle..

bi yandan pubmed'den yayın indiriyor,bi yandan arjantin-meksika maçını izliyorum..
sağ yanımda börek-yaş pasta-kurabiye üçlüsü ve bir koca bardak demli çay.
sol yanımda kuzunun oyuncak atı..
printer'dan çıktı almaya üşeniyorum.daha fotoğraflar çoğaltılacak.yarın poliklinik günüm..
off off bu hafta çok yoğun olacak.kuzunun kontrolü ve aşıları var randevu alıcam.
akrabalara kuzu adına hediyeler hazırlayıp göndericem.
maliyeye uğramam gerekiyor.
defterime notlar aldım.iyiki alıyorum yoksa hoop unutuyorum .teee neçe sonra derler bizim orda iştee teee neçe sonra hatırlıyorum aaa şunu yapıcaktım diye..
cuma ve bugün akşam saat 17.00den sonra hava muhteşem oldu..kendimizi üniversitenin kampüsüne attık.çimlerde oturdum,şöle başımı kaldırıp gökyüzüne baktım çamların arasından,derin derin nefesler aldım.. ah bide deniz olsaa nolurdu sanki...
bu yaştan sonra gene sınava gene sınava çalışıyorum.okadar içime işlemişki ders çalışmak çalışmaya başladım başlayalı ki yaklaşık10 gündür kendimi daha iyi hissediyorum.tıbbın dayanılmaz mazoşistliği bu olsa gerek:))

not:ben kendimi dal kimin hissetsemde almış başıma gitmiş olduğumu görmemei sağlayan o fotoğrafları çeken kardeşime teşekkürü bir borç bilirim.bugünden itibaren simit şeklindeki doğum sonrası 3-4 kilo acilen verilecek o kadar..

22 Haziran 2010 Salı

konser konser dedim:)

geçmiş postlardan birinde bahsetmiştim istanbul konserlerinden.buralara kimse gelmiyor diye sitem etmiştim..
cumartesi günü evde oturuyoruz.hemen karşımızdaki parktan müzik sesleri gelmeye başladı.sonrada saat 18:00de göksel konserinin başlayacağı anonsu.
bizde bir heyecan bir mutluluk.gerçi evin penceresinden gözüküyor konser alanı ama olsun.kucağımızda kucucukla birlikte attık kendimize konsere:)canlı müzik dinlemeyeli ooo çook olmuş valla..zati bana şöle dikkatlice bakan biri ağzımın açıklığından ne kadar uzun zamandır konsere gitmediğimi anlardı kolayca:)1 sene olmuşş yaaa şaka maka:)
1,5 saat sürdü konser.ttnet'in projesi kapsamındaymış..
çok çok iyi geldi bize :)
sabır sabır yaa sabır şarkısıyla başladı ve bize cuk oturdu ...
teşekkür ediyoruzzz....ve yine bekliyoruz..

21 Haziran 2010 Pazartesi

depresyona son..

Paçozlukta bir yere kadar.
ben bile halime pes ettim artık.
dün itibariyle kuaföre gittim ve saçımı kestirdim.
işe giderken bile giydiğim eşofmanlarımı kaldırıp attım.
Sabah spor ayakkabılarımı kutuya koyup kanepenin altına kaldırdım.
Hani giydimde ahım şahım bişe giymedim sabah.fular kumaş ceket ve babetler bile beni bi farklı yaptı sanırım ki.hastanede görenler birdaha dönüp baktı..
Bide dik duruş korsesi aldım.asistanlığımın son senesinde giydiğim kurşunlardan.ve hamilelik hatırası olan hafif duruş deformitem için gidip yazdırdım FTR uzmanı arkadaşa.ayarlamasını yaptıktan sonra kamburlaştığınızda titreşerek sizi uyarıyor...aslında en iyi çözüm yüzmek ama bu şartlarda o imkansız..
şimdide haftasonu için katılabileceğim etkinlikler arıyorum.bakalım neler bulabileceğim:)

15 Haziran 2010 Salı

hediye çekilişleri:)

Gencallar markası bloglarını takip eden izleyecilerine hediyeler kazandıracakmış.duyuları
İşte http://gencallar.blogspot.com/2010/06/gencallardan-surpriz-hediyeler.html bu sayfada...

Makyajgünlüğünde de hediyeler var. duyduk duymadık demeyin.ben set 4’e talibim bakalım çıkacakmı:) adres tam burda: http://makyajgunlugu.blogspot.com/2010/06/yarsma-zaman.html

100ncü izleyici çekilişide sevalden.işte adresi..
http://sevalvemoda.blogspot.com/

herkese ve bana iyi şanslaaar...

14 Haziran 2010 Pazartesi

kendini bilmeme hali.

en sinir olduğum şeydir sahip olduğu statüden hemde kendinin çabası emeği değilde , eşinin ailesinin durumundan dolayı elde etmiş olduğu statüden dolayı kendini beğenmişlik hatta kusura bakmayın ama kendini bir ... sanma hali..
dünden beri canım sıkkın kendimi toparlamaya çalışıyorum.derken sabah poliklinikteyim 4-5 hasta baktım.bi hastaya reçete yazıyorum.içerde hasta varken kapının ağzında bir bayan tabiri caizse dikilmeye başladı.ağız yüz ifadesinden bekletildiği için uyuz olduğu belli.içerdeki hastamın işini bitirdim.buyrun dedi.ama sanırım beni pek benzetemediki.
-nassssıııııı yaniiiii modunda suratıma bakmaya devam etti.
bende buyrun bayan ne şikayetiniz vardı dedim.oda okuma yazma bilmeyen antisosyal hastalarımın söylediği şekilde cevap verdi.
-kaaaaaaallllppppp!!
allahım nasıl sakn durdum bilmiyorum o tavra ve kendini bilmezliğe.
bende dayanamadım ki özel hayatımın aksine iş hayatımda çok çok sakinimdir.
-vayyyyyyyyyy!!!!!doğru yerdesiniz!!dedim.
can sıkıntısından hastaneye geldiğini belli eden oram buram batıyo çıkıyo tarzında yakınmaları dinledikten sonra dişimi sıka sıka muayenesini yaptım.
ekokard. için odaya aldım.kapaklarında problem var ama ben dünkü çocuk olduğum için hatun bana söylemiyor.beni sınıyor aklınca.
bu tetkik daha önce yapıldımı şu probleminiz var dediğimdede
-aaaaaa ivetttt yapılmıştıııııı...tarzında cevapla beni bitirmiş oldu hatun kişi..
kendisi saygıda kusur ettiğim için beni şikayet etmiş bugün..
ohh sefam olsun dedim bende başhekime..işim olmaz böyle hastalarla..
.... eşi yazılı karneside kendisinin olsunnn mümkünsee.
bana gerçekten hasta olup yardımıma ihtiyacı olan, insan gibi insan olan hastalarım yeterde artar bilee..

13 Haziran 2010 Pazar

ne dersiniz?

burdan kurtulmamın,kızımı babasıyla beraber büyütebilmemin tek yolu bu diyarlardan tamamen gitmek sanırım.artık bı fikre daha çok ısınıyorum.
biliyorum çok zor olacak.bu yaştan sonra başka bir dil nasıl öğrenirim.koskoca bir sınavı nasıl kazanırım bilmiyorum.bian yapabilrmişim gibi geliyor.biansa moralim bozuluyor.en azından ve en önemlisi kızım için yapmalıyım diyorum..
eğer gidersek 1 yıl sonra kızım 2 yaşını bitirdiğinde gideceğiz yurt dışına.
nasıl olur?yapabilirmiyim?yapabilirmiyiz?
kafam çok karışık.
önerileriniz varmı,paylaşırmısınız benimlee.
teşekkürler çok.

9 Haziran 2010 Çarşamba

istanbula verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz:)

hani istanbula yaz gelmişti.hani herkes askılı sandaletliydi.hatta havuza bile giriliyorduuu..
istanbula indiğimizin ikinci günü başladımı yağmurrr...bende ne moral kaldı ne bişeee..bütün planlar organizasyonlar hepsi iptall..tıkılıp kaldık gene eve.yaa bizimi bekliyodun yağmur:( biz zaten daha baharı bile görmedikki bu dağ başında...
tek tesellimiz babişimizle birlikte olmamızdı.
artık bereketmi diyosunuz,düz tabanmı bilemiyorum..
ama istanbula ve istanbullulara verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür diliyoruzz....

2 Haziran 2010 Çarşamba

bekle bizi İSTANBULL:)

tam tamına 4 ay sonra istanbula gidiyoruz minik kuzuyla 4 günlüğüne...
ne çok özledim bilemezsiniz..babişimizde izin aldı.istanbul çevresinede günübirlik gidip gelicez kısmetse..planları sevgili yaptı:)
tabi istanbul öncesi 1 saat 45 dakikalık bir uçak yolculuğu varkii.şimdiden stresi aldıda gidiyor benii:)
herkese şimdiden iyi hafta sonları,iyi tatiller diliyoum...
sağlıcakla kalın...

29 Mayıs 2010 Cumartesi

ah brugge ahh..





arkadaşım aradı biraz önce.
taa eskilerden liseden bir arkadaşım.
ne zamandır görüşmüyorduk.2 sene olmuş.en son ben hollandadan döndüğümde görüşmüşüz.fotoğraflarıma bakarken brugge'e hayran kalmıştı. er yada geç gidicem demişti.bugüne kısmetmiş..
brugge'deyim diye aradı.sesi mutluluktan titriyordu..o günleri hatırladım bende:)etkilenmemek mümkün değilki oradan.o kale kapısından girdikten sonra zaman bir anda yüzyıllar öncesine gidiyor..
ben bayılmıştım.binalar,köprüler,pazar yeri,hiçmi hiç bahsetmek istemediğim çikolata dükkanları,tüm sokakları kaplayan çikolata kokusu,kanal kıyısında olduğunu görünce kıskançlıktan çatladığım türk konsolosluk binası,kulesi,müzeleri,ara sokaklarıyla en gidilesi yerlerden biri..
yine olsa yine giderim..hemen listeye ekliyorum:))
sevgiler..

24 Mayıs 2010 Pazartesi

evereste tırmanış!!!

nasuh mahruki ve yılmaz sevgül evereste tırmanmaya başladılar 30 martta.
ve tüm zorluklara rağmen 23 mayıs pazar günü diğer 8 dağcıyla birlikte zirveye ulaşmışlar...
http://www.enerjinidogrukullan.com/ tırmanış öyküsünden an ve an takip ediyordum.bugün siteyi bi açtım.zirveye ulaştıkları bilgisi düşülmüş..yerlerine kendimi koydum ve çook çokk sevindim adlarına..
yüreklerine azimlerine sağlık diyorum bende....
sevgiyle ve ümitle kalın...

23 Mayıs 2010 Pazar

konser trafiği...

dün elimdeki gazeteye şööle bi göz atarken gördüm bu listeyi:)

Turkcell Kuruçeşme Arena'da sahne alacak dünya yıldızları programı;

25 Mayıs – 2 Haziran GREASE (Toplam 10 Gösteri): ahh ne filmdi oo..eminim gösteriside süper olacak,kıvanç tatlıtuğda rol alacakmış türkiye gösterilerinde..
3 Haziran RİHANNA : umbrella ile gönlümüze taht kuran,justin timberlake ile yaptığı düeti fesat gözlerle izlediğimiz güzel sesli bayan..
11 Haziran EMMA SHAPPLIN : bu konsere gitmekk istiyorummmmm..o muhteşem sesi dinlerken tüylerimin diken diken olmasını istiyorum...internken tüm nöbetlerime kasetini götürüp dinlediğim için nöbetçi asistanlardan fırça yediğim nacizane kişi..
13 Haziran ERIC CLAPTON&STEVE WINWOOD : işte buda nöbete götürdüğüm 2nci kaset kişisi.ozamanlar kaset vardı bu arada:)chronicles adlı albümü baş tacımdır..
15 Haziran JEAN MICHEL JARRE : utanıyorum ama bilmiyorum araştırmaya başladım bilee:)
5 Temmuz PINK MARTINI : çok hoş müzikleri olan grup istanbuldaki son senemde bi ara takmıştım baya..
7 Temmuz EROS RAMAZOTTI : lise yıllarımızın ilahı:)kız lisesi mezunu olduğumu sölemişmiydim daha önce:)
13Temmuz MASSIVE ATTACK : ıı ıı bilmiyorum pek..bi bakayım ben gene..
30 Eylül OZZY OSBOURNE : pek bilmediğim sahne şovlarından hatırladığım sanatçı..

Kuruçeşme Arena'da sahne alacak Türk yıldızların programı ise;

10 Haziran ATA DEMİRER:açıkcası pek gülemiyorum taklitlerine ama avrupa yakası hatrına izleerim..
18 Haziran SERDAR ORTAÇ :müziğini herkes sever sevmez bilmiyorum ama ben seviyorumm seviyorummm bananeee..konserinede gidicem ilk fırsatta..
20 Haziran MFÖ :dicek bişeyim yok mfö üstüne..
24 Haziran KUBAT&JASMINE LEVI : pek bana hitap etmiyor kubat ama diğer sanatçıyı araştırıcam..
25 Haziran YALIN : ellerine sağğlııkla hayatımıza girdi.hergün önünden geçtiğim haydarpaşa garına ayrı bir şekilde bakmamı sağlayan kişi:)slovlarını daha çok seviyorumm..
26 Haziran DENİZ SEKİ :bazı şarkılarını severim herkesin özel hayatı kendisine diceğim kişi..
27 Haziran MUSTAFA CECELİ : mükemmel parçaları olan enbe orkestrasıyla top yaptı bence..
30 Haziran SERTAB ERENER : kendine has hayatıyla takdir ettiğim sesine bayıldığım bayan..
1 Temmuz ANADOLU ATEŞİ
2 Temmuz TEOMAN :yorum yok..
4 Temmuz VOLKAN KONAK :kardeşimin hayranı olduğu,en son hocamla muayene ettiğimizde sapasağlam olduğunu hatırladığım karadenizli..
9 Temmuz AJDA PEKKAN : ne diyim ben hatuna...yıllandıkça daha çok seviyorummm valla..
16 Temmuz HEPSİ: cık
17 Temmuz SUZAN KARDEŞ:son aylarda en çok dinlediğim cd....süper bir kadın,kendini bilen,iddialı hiçbir çıkışı olmayan,arkadaşlarıyla toplanıp cd yapmış havasında doğal olan bir cd..
28 Temmuz GÜLBEN ERGEN :çocukta yaparım kariyerdeee:)
29 Temmuz YÜKSEL UZEL : bi dönem beyin tm vardı diye hatırlıyorum yanlışmıydı ki?
30 Temmuz YAŞAR & YILDIZ USMANOVA : güzel bir konser olacağına eminim..
31 Temmuz FUNDA ARAR : süper süper slovlar,çok özel şarkıları olan bayan..
1 Ağustos İLHAN İREM : ahh gençliğim ahhhhh:)
6 Ağustos FATİH ERKOÇ& PATRIZIO BUANNE: muhteşem kabiliyetli bir sanatçının konseri..
7 Ağustos KENAN DOĞULU : işte konser budur dedirtcek ulu şahıs:)

ee sonuçmu: bu konserler olacak bende buralardan iç çekip durucam..benim yerimede gidin ve fotoğraf yorum ne varsa gönderin bana olurmu?
sevgiyle kalın..

18 Mayıs 2010 Salı

ben neler yapıyorum?

- hastanede gereksiz bir denetleme yapılacak diye 2 gündür 1 tek hasta bile bakamıyorum.onun yerine kırık banyo fayansı,hafif kirli ayna ,ütüsü bozuk yastık kılıflarıyla uğraşıyorum.sonuç gene elde var sıfır..okadar yıl okutuluyorum,okadar nöbet tutup,yüzlerce hasta bakıyorum,uzman olarak mezun oluyorum.benden tam yararlanılacağı vakitte fayans ve kapı kolu peşinde koşuyorumm:( yazıkkk hemde çok yazık...

- haziranın ilk hafta sonu için istanbula uçak bileti aldım.babişimizin yanına gidip haftasonu kalıp gelicez minik kuzuyla...inşallah en kısa zamanda hayırlısıyla temelli gidişimizide görürüz..

- 2 kitap daha bitirdim.çocuk gelişimi ve psikolojisiyle ilgiliydiler.şimdi dediş ondan sonrada babişe vericem okumaları için:)

- hafta sonu babişimiz gelicek hafta sonunu iple çekiyoruz kuzuyla:)

- ayhan sicimoğlu'nun friends&family cd'sini dinliyorum..

- yakın tarih ile ilgili kitaplar araştırıyorum..

- minik kuzunun tüm gece deliksiz uyuyacağı günleri hayal ediyorum:)

- fotoğraf makinemi yeniden keşfediyorum...

- içim sıkıldıkça iyi şeyleri düşünüyorum ,iyi şeyler düşündükç iyi şeyler olacağına inannıyorum...

12 Mayıs 2010 Çarşamba

mucizelere inanmak...

bilmiyorum inanırmısınız mucizelere,hiç tanık oldunuzmu,hiç başınıza geldimi?
ama benim inanmaya okadar çok ihtiyacım varki mucizelerin varlığına...
içinde bulunduğum ayrılık,imkansızlık,depresyon halimden kurtulmamın tek çaresi bir mucize..
hergün dua ediyorum kızımı babasının yanında büyütebilmem,tekrar eşimin yanına dönebilip bu nefret yerden kurtulabilmem için..
lütfen sizde dualarınızı esirgemeyin..
sevgiyle kalın...

tatlı bir ödül:)




En Tatlısından Bir Ödül


Sevgili pastel beni de ödüllemiş.çok teşekkür ediyorum.
Yapılması gerekenlere gelince
1. Bu ödülü 10 tatlı blogger'e gönderin.
2. Bu ödülle ilgili bir post yazın fotoyu ve ödülü göndereni yazın.
3. Ödülü bloğunuza koyun.
4. Ödüllendirdiğiniz 10 kişiyi yorumla bilgilendirin.
Bakalım ben hangi tatlı bloglara yolluyorum bu ödülü:
http://zeynebimveailesi.blogspot.com/
http://annelili-kzmveben.blogspot.com/
http://kalpcikkalpcik.blogspot.com/
http://keremlianlar.blogspot.com/
http://yeldacalimliyasam365.blogspot.com/
http://meraklbeti.blogspot.com/
http://www.renklitasarimlar.com/
http://www.biravuchayat.blogspot.com/

11 Mayıs 2010 Salı

olup biten

-bi doktor arkadaş gözümü korkuttuda,haftalardır yaptırmam gereken ultrasonu sonunda yaptırdım bugün.şükürler olsun bi sıkıntı yokmuş..ama diyalogda hasta tarafında olmak sıkıntıdan sıkıntıya girmeme yettide arttı bile..

-öğleden sonra hiç hasta gelmedi polikliniğe..muhtemelen gün boyu yağan dolu ve sağnak yağmurun etkisi var bunda..hayır alışmışım yoğunluğa bi garip hissettim kendimi:)itiraf ediyorum içimden çalışmakta gelmedi(ki bi yığın makale var okumam gereken)bende kendimi diğer polikliniklere attım,dolandım durdum 1,5 saat...

-sabah vizitini yaptıktan sonra 15dk hastanenin önüne çıktım.günlerdir ilk defa güneş vardı,zaten saat 10:20de deyağmur başşladı tekrar:( yüzümü güneşe döndüm,karşıki dağlara bakarken kendimi deniz kıyısındaymış gibi düşledim,derin derin nefes aldım.çok iyi geldi.ama bu mutlu an uzun sürmedi.burda napıyosun diyen başhekimin uyuz sesiyle kendime geldim.kapısının önünde onu bekleyen okadar kişi varken nerden haber aldıysa artık orda olduğumu,gelip taciz etmek gereği duydu kendisi..yaa saabırrr...

-içinde bulunduğum durum ve karşılaştığım sorunların yüzde biriyle karşılaştığı halde dağıtan kişileri görünce şaşırıp kalıyorum ben.tabii her insanın eşik değeri farklıdır ona diyeceğim yok ama bu kişiler kendilerinin başında bu sorunlar yokken ben sorunlarımı anlattığımda bana ahkam kesiyorlardı büyütüyosun diye...

9 Mayıs 2010 Pazar

yağmur:(




bugün gene sağnak yağmur var burda:((
diyolardı inanmıyordum buraya yaz gelmez diye,doğruymuş meğer:(
dışarısı şu an 3 derece:(
güneş yok fotoğraf çekesim hiç yok..
yazı özledim,kısa kollu giymeyi özledim,güneş kremi kullanmayı,denizi,şort giymeyi özledim:(

8 Mayıs 2010 Cumartesi

anneler günü öncesi..


cuma günü hastanedeyim.toplantıdan çıktım polikliniğe geldim..bi hastayı muayene ettim reçetesini yazarken telefon geldi kapıda paketiniz var diye..personelimiz gidip getirdi..kocaman bir çiçek..kırmızı güller,kavuniçi güller,karanfiller...gözlerim doldu:)üstünde de ''bu çiçeği babamdan gizli gönderiyorum.seni çok seviyorum anne'' yazılı bir not..notu okuyunca gözlerde biriken yaşlar indi tabi:)bi güzel ağladım...içeri giren yaşlı teyze teselli etti...burnumu çeke çeke muayene ettim kadıncağızı:)kırmızı gözlerle dolandım sonra hastanede akşama kadar..
ilk anneler gününü kutluyacak acemi annelerdenim bende:)
hayata daha bir farklı daha bir güzel daha bir şükrederek bakmayı öğrenen şanslı insanlardanım.
28 hazirandan beri bi farklıyım ben.hayata daha özenli daha düşünceli bakmayı öğrendim...sabrın ne demek olduğunu öğrendim,sorumluluğun ne demek olduğunu öğrendim.önceliklerim değişti:)
daha öğrenecek çok şeyim var..
bu akşamdan tüm annelerin anne adaylarının anneler gününü kutluyorum..minik kuzularımızlaa nice yıllaraa:)
minik kuzucum senide parlayan gözlerinden yumşak yanaklarında fındık burnundan beyaz bacaklarından öpüyorummmm:)
seni çok seviyorum canımcımmmm:))

5 Mayıs 2010 Çarşamba


''Bir kapıdan içeri girip birine ilk defa elinizi uzattığınızda, o kişinin hakkınızda geri dönüşü olmayan düşünceler edinmesi en fazla üç saniye sürer. Kendiniz hakkında yüzlerce sinyal gönderirsiniz ve insanlar, siz somut bir şeyler yapma çabasına girişmeden çok evvel bu sinyalleri okur ve buna göre tepki verirler.

Camille Lavington, her seviyedeki yöneticilere profesyonel hizmet veren bir iletişim ve kişisel imaj danışmanıdır. Sadece Üç Saniyeniz Var'da, kişinin bireysel kariyer hedeflerini tanımlayarak, dayanıklılık ve kırılganlığını ölçerek ve bulunmak istediği pozisyona uyum sağlayabilmesi için neler yapması, nasıl konuşması ve giyinmesi konusunda stratejilerini paylaşıyor.

Camille Lavington CNBC, IBM, Oracle, Pepsi, Pfizer, Swarovski, Xerox, Unilever, Conde Nast gibi dünya çapında birçok şirkete danışmanlık yapmaktadır.''

tesadüfen elime geçti bu kitap, kitabı bir çırpıda okudum geçen gün.bence güzel,akıcı,basit öneriler var içinde,küçük küçük tavsiyeler,okurken hımmm diyeceğiniz tiyolar var...bu tarz kitaplara ilginiz varsa bir gözatın derim..

3 Mayıs 2010 Pazartesi

demekki neymişş..

2 gün öncesine kadar saat 11de kendisine söylediğimi oğleden sonrayı beklemeden öğle arasında başhekime yetiştiren zatı muhterem doktor arkadaş,bugün odama teşrif buyurdular.
ben dudağımı ısırmaya başlamış,şimdi ters bişey sölicem,busefer beni tutacak kimsede yok etrafımda,ohh içim rahatlasın bari diye konuya girecekken.birden dökülmeye başladı kendileri.yok şöyle dilekçe yazmış,eşine şöle haksızlık edilmiş.ama yaptıklarını eşini korumak için yapmıyormuş.en son istediği şey yanlış anlaşılmakmış.ilerde olabilecek yanlış anlaşılmalara engel olmak içinde doktor arkadaşları dolaşıp bilgi veriyormuş...
hhııııhh sen gel bunları benim külahıma anlat.daha geçen hafta poliklinikte söylediğim sözleri gidip başhekime ispiyonladın.ama bilmiyodunki ben zaten sen gelmeden önce odadakilere sana söylediğim cümlelerin en geç 2 saat içinde yerine ulaşacağını söyleyip iddiaya bile girmiştim bir hemşire arkadaşla.
sonuçmu:tabiki ben kazandımm..
sırf az kıdemliyim diye haklı olduğum halde başkalarını savunuyordun.işimi benden daha iyi yapabileceğini ima ediyordun...
nasılmış haksızlığa uğramak(ki kesinlikle haksızlığa felan uğradığı yok,sonuna kadar eşini kayırıyor.olanlar eşinin değil başka birinin başına gelseydi kılını bile kıpırdatmazdı...)
demekki neymiş:etmee bulma dünyasıymışş...
demekki neymiş:alma mazlumun ahını çıkarmış aheste ahesteymiş...
düşünmicem diyorum gene aklıma geldikçe çıldırıyodum.offf yazdım rahatladım işte..
iş hayatında heryermi böyle yaa..
yalakaysan,alttan alıyosan,sırf işini yürütmek için ses çıkarmıyosan,bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyosan,üstündekileri pohpohluyosan,arkadaşlarının ayağını kaydırmaya çalışıyosan,içten pazarlıklıysan işlerin tıkır tıkır işliyor,benim gibi bunların hiçbirini yapmıyorsan kucağında çocuğunla,eşini bile yanına alamadan dağın başına sürülüyosun:((

2 Mayıs 2010 Pazar


yağmurlu birgünde görmüştüm seni
üstünce çubuklu formalar vardı
bir anda tutuldum aşık oldum ben
hayatın anlamı siyah beyazdııı.
Ölümle yaşamı ayıran çizgiii
siyahla beyazı ayıramazki
her yolun sonunda ölüm olsada
SeVenLeri kimse ayırmazki!!!!


sabahtan beri ağzımda beşiktaş tezahuratları..
bu iki şey demek oluyoorrr..
biirrrr:moralim bozuk,canım sıkkın,umudum kırılmış bilinçaltım toparlanmak istiyor
ikiiii:tabiri caizse maçım (izleyesim) gelmiş.ama ole tv karşısında felan deil gidicem inönüye,alcam biletimi,çekirdeğim elimde,tezahurat edicem..off off.
sanırım ikiside var bende bugün:(
hey gidi günler benki tek başıma giderdim maçlara..hani kız başına gidilmez derler yaa külliyen yalan.
yanımda gidicek birilerini bulamazdım maça(evet bencede inanılmaz.. bir bayan olarak maça gitmek istiyorum ama arkadaşlar yaaa yok felan diye mırın kırın yapardı:))yada gidecek kişi bulurdum bilet olmazdı..)
o yüzden tek başıma giderdim maçlara..ama tek başıma gidiyorsam kapalı tribüne gitmem.içim gider ama genede gitmem:)sizinde aklınızda olsun.maç kapalıdaki kadar zevk vermez ama numaralıya gidin.çünkü bizim çarşının ne yapacağı belli olmaz.yanlış anlaşılmasın kesinlikle ve kesinlikle size yada bir başka bayana ters bir hareket olmaz.hatta bilakis korunur kollanırsınız.ama çevrenizdeki bir grupla başka bir grup arasında bir elektriklenme olur arada kalanlardan olabilirsiniz oyüzden diyorum..

öncesi ayrı güzeldir maçların.motorla karşıya geçersin.üstte forman vardır.hava buzgibi olsada inadına üstüne bişey giymezsin formanın.şampiyona oturup kokoreçini yersin.sonra stada kadar o muhteşem yolu yürürsün.
stad yavaş yavaş dolar.başlarsın tezahuratlaraaa..sesin kısılır.genede geride kalmazsın kimseden..
maç sonu yensende yenilsende başın dik çıkar inönüden.eve gidersin ama adrenalinden uyuyamazsın.döner döner durursun yatakta:))
ben böyle fanatik beşiktaşlıyken eşimde fanatik fenerlidir bu arada .buluştuğumuz ilk gün üstümüzde formalar önce bjk sona fener maçını izlemeye gittik okadarını diyeyim sizee..
nostalji olsun açıp bir kaç maç özeti izleyeyim bari kızım uyanana kadar..moralim düzelsin biraz:)

1 Mayıs 2010 Cumartesi

batık dalışı..





en büyük hayalim batık dalışı yapmak.çanakkale boğazındaki batıklara dalmak..
geçen sene oldukça tefarruatlı araştırmıştım.nasıl dalabilirim,ne gibi izinler alınması gerekiyor,kaç m.de hangi batıklar var vs.majestik batığı en çok araştırdığımdı.hamilelikte ara vermiştim doğal olarak:)) ama şimdi kuzuyla gidebilirim dalışa ..o babişle teknede bekler ben dalarım süper olur valla:)
http://www.turkiye-wrecks.com/batiklar.html fotoğrafları bu siteden aldım.güzel bir site.bilgi almak isteyenler için..
geçen sene savaş karakaşın iz tvdeki programında da yayınlanmıştı sanırım batık dalışları..http://www.savaskarakas.com/ özetle bahsedilmiş sitesinde..
batık dalışı demişken kızıldenizde batık dalışı yapmak ayrı bir rüya olsa gerek..kıskançlık krizi içinde izlemiştim savaş karakaşı:))zaten oda oyle demişti programında.ekran karşısında izliyen ben olsaydım kıskançlıktan çatlardım diye:))

29 Nisan 2010 Perşembe

istanbul özlemi..




şimdi yazıyı okuyan istanbuldaki arkadaşlar : amaaaannn nesi özlencek bu şehrin trafik,kalabalık,stres vs diyebilir.ama ben istanbulun trafiğini,kalabalığını hatta stresini bile özledim:(
burnumda tütüyor valla moda,nişantaşı,bebek,kalamış,beşiktaş,cihangir,beyoğlu....off offf...benim yerimede şöle bir arkanıza yaslanın,derin bir nefes alın ve etrafınıza alıcı gözlerle bir bakın...ben sizin benim yerime aldığınız nefesi, gördüğünüz istanbulu hissederim merak etmeyin .. ve eğer orda gerçekten mutluysanızda tüm kalbinizle şükredin olurmu?
sevgiyle kalın..

26 Nisan 2010 Pazartesi

ev dekorasyonu-feng shui:)



sanki bu yakınlarda ev döşeyecekmişim gibi dekorasyon merakım arttıkça artıyor bu ara.ki ben evlenirken bile 1 ayda ev döşemiş '' ammaaann nolcak sanki'' deyip ilk gördüklerini almış biriyim.kocammaaan dekorasyon dergi arşivim,birkaç iç mimari kitabım,başının etini yediğim 2 mimar arkadaşım olmasına rağmen böyle yaptım işte.
öyle hıı bunlarmı varmış diyede bakmam o dergilere,sayfa sayfa satır satır incelerim...
istanbula ilk geldiğim haftasonu kendimi çukurcumaya atmıştım..ev arkadaşlarım beyoğlunda bebekteyken ben çukurcumada bir antikacıda koca bir günü geçirirdim.ne günlerdi ama.keşke şimdi gene gidebilsemm..
Elle Dekor'un bu ayki sayısı inceliyorum bu ara.daha doğrusu mart-mayıs sayısı..çok başarılı bence..kesinlikle öneririmm..birkaç sayfayı kıvırıp işaretledim bilee:)
kelebekli bir yastık,bir mücevher kutusu,muhteşem bir halı,çok başarılı bir kitaplık aklımda kalanlar sadece..
http://www.elledecor.com.tr/103/index.php?sayfa=10 : bu sayfada kabaca bakabilirsiniz..
fotoğraftanda anladığınız üzre feng shui merakımda aldı başını gidiyor...masamdan ve odamdan başladım düzenlemeye ama ev düzenlemesi mümkün görünmüyor.eğer istanbulda olsam eşim ok derdi ama şimdi burda gelde anlat annemle babama...ben hiç yormamaya karar verdim kendimi:))yorumlarına bekar evimden deneyimliyim çünkü:))
sevgiyle kalın..

20 Nisan 2010 Salı

flashforward manyaklığım:)




inadım inat iştee..
1.facebook'a girmem..
2.lost izlemem.izlemicemm iştee..inat değilmii:)iz le mi ceemmm..
ama flashforward farklı..izledim izliyorum..
evet evet 2nci sezon başladıda gidiyor..yetişemiyorum minik kuzudan.2nci sezonun ilk 2 bölümünü 5er dk 5er dk izleyebiliyorum ancak.aşkım 4 bölüm daha indirmiş.gelince izlicez bakalım kuzu izin verirse:)
tavsiye ederimmm..aklınızda olsun:)

19 Nisan 2010 Pazartesi

haftaya süper başlangıç:))


yaa ne süper ne süper..ptesini zor ettim valla ağrıdan sızıdan.hastaneye gider gitmez doktor ablamın yanına attım kendimi.ona kadar herkes bana otur demişti.ve tabi oda.en sonunda garibime patladım : oturamıyorumm yaaa:))
sonuç:5 gün istirahat,emzirdiğimden dolayı ilaç yok,krem vs var.bolca dua var.
eski elif olsaa (ki geçen haftaki eskisinden olduğundan boş yere stres olup bu hale getirdim kendimi) niye bole oldu.bak işte oturup kalkamıyorum bile der durur bi tur daha hasta ederdim kendimi.
ama artık ben:
amannn ağrı kesiciyle ağrım geçiyor,ohh 5 gün yatarım,yarın tüm hastaneye anlatmam gereken seminerim vardı ondan kurtuldum,5 gün kızımla birlikte olcam,gece sabaha kadar ayaktayım ama sabahta 6-9 arası uyuyabilcem tarzı ufak mutlu olma yolları buluyorum kendime.biraz küçük hesapçımı oldum ne?:)
sonuç olarak hep der dururum tıbbın insanlığa en önemli faydası analjezikler(ağrı kesiciler)dir diye.doğruymuş vallaa..çekmeyen bilmez.nasreddin hoca misali beni bir tek eşekten düşenler anlar:))

aklımdayken sonbaharda muhtemelen bel fıtığı ameliyatı olucam.daha önce bunu geçirmiş çevresindekilerden geçirmiş arkadaşlar varsa bana önerilerde bulunurlarmı acaba?neler yaşadılar,en az hasarlı nasıl atlatabilirim,operasyon öncesinde yoga,fitness,tai chi vs akla gelen şeylerden yaptılarmı,kaç günde ayağa kalktılar,şimdi bi sıkıntıları varmı gibi gibi..şimdi diceksiniz doktor olan sensin diye ama gene nasreddin hoca diyorum benn,zati kardiyolog olarak çook öncelerde en son fakültede kaldı disk hernisi benim için:)
sevgiyle ve sağlıcakla kalın...

18 Nisan 2010 Pazar

kampanyalar:))))

aaa blog aleminde gezerken gördümkii birrsürüü kampanyalar var..çookk ilginç geldi bana.ama bir okadarda sempatik.aklınızda olsun diye yazıyorum bir kaçını,hemde bende katılmak için..

http://trendyandfriendly.blogspot.com/2010/04/hediye-kampanyas-bu-cantada-neler-var.html :süper bir çanta içindekilere birşey demiyorum zati:)

http://ladyodeur.blogspot.com/2010/04/hediyem-vaaar.html :çok güzel bir parfüm..

http://dramaqueenne.blogspot.com/2010/03/giveaway-200-izleyiciye-ramak-kala.html:aman allahım çok hoş hediyeler var:))

keşkee banaa çıksaa:))

devekuşu misali:)

evet şuana kadar zamanki devekuşululuğumun(nasıl bir kelime yarattıysam artık:)) sonuna gelmiş bulunuyorum.
sınırları kaldırmanın,arkadaş çevremde pek göstermesemde sosyal fobi halimin bittiğinin resmidir bundan sonrası:)
neredeyse tavan yapan bakımsız pakize halime sabahın köründe kuaföre giderek son noktayı koymuş bulunuyorum..kendime geldim desem yeridir.aşkısıda yanımda olmadığımdan iyice salmışım kendimide farkında değilim.
yapamam dediğim şeyler arasındaki kişisel bakım ve makyaj olayınada giriyorum artık..duyduk duymadık demeyin.tamam işim gereği yapamasamda en azından cahillliğime son vericem.
blog blog gezerken
http://shewolfcosmobeauty.blogspot.com/2010/04/size-guzel-hediyelerim-var.html
'e rastladım.aklınızda olsun dedim.belki biz oluruz şanslılar..
sevgiler herkesee..

17 Nisan 2010 Cumartesi

iyi dileklerr..


bugün o günlerden biri.pozitif olduğum,iyi şeyler düşündüğüm,iyi şeylerin olacağını bildiğim günlerden biri...
birkaç gündür böyleyim.
planlar yapmaya başladım.birşeyler okumaya başladım.notlar alıyorum,ders çalışıyorum.en önemlisi hayaller kuruyorum.hayal kurmayı bırakmıştım.şimdiki zamanın olumsuzluklarına okadar takılıp kalmıştımki hep kötüyü hep kötüyü düşünür olmuştum.
artık değil.
elim bloguma hatta farklı hayatların bloglarına bile gitmez olmuştu.ama işte geçen 15 dk da bile 3 farklı hayatla tanıştım.içim açıldı ferahladım..
umarım herşey güzel olur,hayallerimizdeki gibi olur.
minik kızımı yatırdım.telefonla aşkımla konuştum.annemle babam yatmaya gittiler.
yanımda babişin hazırladığı meyve tabağım,karşımda barcelona maçı,dizimde bilgisayarım,diğer yanımda not defterim ve kurşun kalemim...
deriiin bir nefes alıyorumm...
herşey çok daha güzel olucak biliyorum..
sevgiler herkese..

8 Nisan 2010 Perşembe

fotoğrafa geri dönüş..




fotoğrafa ve makinama geri dönüyorum yavaş yavaş.baya ara verdim.
üstteki 2 fotoğraf arayıp bulduğum bu aralarki favorilerim...

4 Nisan 2010 Pazar

mutfak günleri..


soğuktan eve tıkılıp kaldım.
biraz literatür taradım biraz konu araştırdım.hafta içine okunacak makaleleri kaydettim.minik kuzuyla oynaştım ama genede eksik hissettim, attım mutfağa kendimi..
becerikli anne babaya sahip olmanın en iyi tarafı her seferinde yeni şeyler öğrenmem:)

bugünkü öğlen menümüz..
tavuklu şehriye çorbası
kara lahana dolması,ekşili ekşili:))
içli köfte
salata:)

içli köfteyi babiş süper yapmış gene,annem kara lahana dolmasını bende çorba ve salatayı(biraz kolaya kaçmışım sanırım:) )napim ama başa düşünce yapıyorum valla..
scuba kıyafetlerine bakıyorum bir yandanda..kaş bekle bizi geliyoruz..off çok özledim denizi..giremesemde iyot kokusunu içine çekmek varyaaaa..hayatı sıfırlatıyor insana..ne diyim burnumun direğin sızladıı üff yaaa:(
iki tane dekorayon dergisi aldım onlara bakınıyorum bir yandan.gene kesip yapıştırılacak bir çok şey buldum:)farklı bir hayat ..galiba iç mimar olma hayalim yaptırıyor bana bunları:)

27 Mart 2010 Cumartesi

snowboard snowboard:)



başlamadan biten bir hayal oldu benim için palandökende snowboard yapmak..
öğretmeni(ki kendisi iş arkadaşım)ayarladım,
netten bir sürü ders izledim,
board, kıyafet ne gerek varsa ayarladım,
amaaa gel görki kuzuyu bırakıp çıkamadık dağa:))
zaten hafta sonu görebiliyor bizi,oda gelsin desek çok soğuk yukarsı daha çok küçük dedik,dedik de dedik veee vazgeçtikk çıkmaktan.evde kuzuyla yuvarlandık:)
sezonda bu hafta kapanınca bizim snowboard hayalimiz seneye kaldı:)
amaaann olsun kar buz kaçmıyoryaa..nasıl olsa yapıcam bu kayma işini..hırs yaptım.
uludağda düştüklerime inat bende düşmeden kayıcam gün gelicekk..
daha yürümeyi bilmeyen ama vızır vızır kayan en fazla 3-5 yaşındaki bebişlerin yanından bende utanmadan geçebilicem bigün:)))
ama artık yaz zamanı..
bekle beni deniz...
bekle kuzuyu ayvalık:))

14 Mart 2010 Pazar

meteora hayali


istanbul haritaları başlığını görünce bu ayki atlas dergisinin üzerine atladım resmen.doğum sonrası dönem ve işe başlama telaşıyla ve daha önemlisi istanbul sonrası erzurumda olmam sebebiyle sosyalliğimin dergi almaya kadar düşmüş olduğunu görmek beni başta çok üzdü.ama yılmak yokk..görün bak neler yapıcam taaa buralardan:)
taşı sıkıp suyunu çıkarıcam ve de kurtulucam buralardan..önerilerinizi yardımlarınızı esirgemeyin benden olurmu?
atlas dergisi diyordum..istanbul haritaları süper..hemen kesip dolabımın bir köşesine yapıştırdım bile.napimm bu liseli kız alışkanlığımdan bir türlü kurtulamıyorum.illa kesip biyerlere yapıştırıcam sonra baktıkça mutlu olucam..
ama dergide beni asıl etkileyen yunanistandaki meteora bölgesi bölümü oldu..
meteora bi çeşit manastır kompleksiymiş.bir çok manastır var en büyüklerinden biri Russanu manastırı.fotoğrafı muhteşem..bir okadarda ürkütücü.selanikten otobüsle çok rahat gidilebilen bir yer.neden bilmiyorum ben çok etkilendim.kayalar üzerinde kurulu bir bölge olduğundan asıl kaya tırmanıcıları etkilenmiştir herhalde:)
burayıda gidilecek-görülecek listeme kaydediyorum hemen.
görüşmek üzere...

24 Şubat 2010 Çarşamba

ve işteyim..

doğum öncesi izin, doğum doğum sonrası izin, ücretsiz izin derken dün itibariyle işe başladım.kuzuyu bırakıyor olmanın bende yarattığı hali tarif edemem.ama konuştuğum herkes geçmese bile azalacak sabırlı ol diyorlar.bende kuzu hisseder diye kendime bile belli etmek istemiyorum hissettiklerimii:(
herşeyin çaresi zaman bunuda atlatmama yardımcı olur inşallah..
işime gelincee.hiç özlemediğimi,yokluğumda bir arpa boyu bile yol gidilmediğini,2010 yılında halaa incir çekirdeğini doldurmuyacak şeylerle uğraştığımızı içim acıyarak gördüm ve bana istifa hakkı vermeyen,köle gibi çalıştıran kuruma bir kez daha lanet ettim..
bir liste yaptım kendime,okunacak bir yığın kitabım var,keriyerimle ilgili gelişmeleri takip etmem gerekiyor, bir yandan angarya işler zaten mevcut.bütün bunlar arasında çalıştığım saatlerde düşünmeye fırsatım kalmaz diye umuyorum.çünkü düşündükçe burda olmasam yapıyor olacağım şeyleri düşünüp daha çok karamsarlığa düşmekten korkuyorum.
vede umudum orda bir yerlerde bekle beni.yanımda ol..beni bırakma olurmu?

22 Şubat 2010 Pazartesi

kayıp gül

kuzuya rağmen kayıp gül'ü bitirdim.her nekadar artık kitapları uzun sürede okuyup bitirmek istiyorum desemde 2 gün sürdürebildim bu kararımı.
diana,mary,jon,yaşlı dilenci derken ver elini istanbul,sultanahmet,zeynep hanım ve başrolde güller...genel olarak beğendim kitabı.ama sanırım çok daha fazla etkiilenmeyi bekliyordum kitaptan...
şimdi elime bi kişisel gelişim kitabı geçti ona başlıcam.hazır yarın işe başlıyoken servis beklerken,serviste giderken okuncak kitabım oldu.bitirir bitirmez bahsederim.

21 Şubat 2010 Pazar

deniz altına kocaman merhaba:)

3 yıl ara verdiğim scuba alemine geri dönmek için kolları sıvıyorum şu saatten sonra..
çokk özledim denizi,tekneleri,denizin altını,hafif korkuyu,nefesimin sesini...
ne günlerdi scubaya başladığım günler.
aslında ben sudan ölümüne korkarım..korku ötesidir hissettiklerim.
3 kez boğulma tehlikesi atlattım.
ilki 4-5 yaşlarındaydım.hatay dötyolda akrabalarımla deniz kıyısındaymışım pek hatırlamıyorum aslında. bizim oraların dalgaları çok meşhurdur.aynı gümüldürünki gibi adam boyunu geçen cinsten.tek hatırladığım kahverengi siyah karışımı bir renk.bir mutluluk hali içindeydim ve bi yöne doğru gidiyordum.sonrası gene hayal meyal denizden çıkarılışım.sonra kendime gelişim...
ikincisi gümüldürde annemle yüzüyoruz ben ortaokuldayım.iskelenin önünde geçiyorken birden aşağı çekilmeye başladım.çığlık kıyamet.annem zar zor son anda dışarı çekebildi beni.meğer iskelenin önündeki kayalar temizlenmiş ve girdap oluşuyomuş bende o girdaplardan birine yakalanmışım:(
üçüncüsü 4 sene önceydi. ne akla hizmet rafting yapmayı kabul ettim melen çayında.çay dediysem ole küçük bişe değil.1 mart günü nöbetten zor bela yırtıp atladık minibüse ver elini bolu..kar yağıyor ben daha suya girmeden donuyorum,içimden kendime saydırıyorum ama bu saatten sonrada geri dönmek olmaz.biniyoruz raftlara.biz güya en profesyonel ekibiz.bi genel cerrah arkadaş var onla dalga geçiyorum.eğer bana bişe olursa aman cpr yapma genel cerrahın yapcağı cprdan adama hayır gelmez diye.diğer raftlarda şirketçe gelen kişiler var.hava atıyoruz onlara bizde 8 kişiden 5i daha önce dalamanda artvinde rafting yapmış biz birinci olcaz diye:))
sonra bindik gidiyoruz melende.hoop süper ne güzelmiş bağırış çağırış.tek bayan benim bana sen bişe yapma yeter diyolar..ben sinir oluyorum ..sonra bi dönemece geldik zorluk derecesi düşük bir yer.rehberimiz bizi eğilttirdi.eğilince kürek çekemedik ve kayaların ortasına hızımız olmadan sürüklenerek gelmiş olduk.veeee korkulan oldu vee hoooppp biz devrildik..şimdi bole yzıyorum ama ciddi ciddi devrildik.8 artı 1 kişiden raftın altında kim kaldı tahmin edin.tabiki beenn:(
suu buzz gibi.zaten bi yandan kar yağıyor.soğuk suya düşünce hem korku hem soğuk şokuyla nefesim kesildi göğsüme bir ağrı girdi.ve hani herkesin dediği oldu ve hayatım film şeridi gibi geçti gözümün önünden.allaaah diyorum annem şimdi bi ton kızar nöbetten çıkıp nereler e gitmiş.daha uzman olamadım klinikdekiler ne der acaba.ben biliyodum bole oleceğimi yoksa o kadar korkmazdım sudan gibi bissürü şeyy...
yukarı çıkamıyordum başım aradaki katlantılara geliyordu.bi yandanda kayalara çarpmaya başlamıştım.kaç sn yada dk geçti bilmiyorum.arkamda birini hissettim beni yakaladı raftı eliyle yukarı kaldırdığını gördüm ve beni yukarı çekti ve ohhhh nefesss aldımm..
anlatamam o an hissettiklerimi..
ne kadar güzel bi duyguydu yaşamak.
sonra kayalara çarpa çarpa sakin bi bolüme geldik melenin.
bi baktım herkes bembeyaz.beni öldü sanmışlar uzun bi süre aşağıda kalmışım.arkadaşlar şokta,rehber şokta ben titriyorum.ole bole bitirdik ve bende bittim tabi...
bunun üstünden 2 ay geçmemişti ki 2 arkadaşımla otururken scubadan bahsetmeye başladık.ikiside 2 yıldız düzeyindeler.o an karar verdim.bu korkumu yenicektim,şeytanın bacağını kıracaktım ve bende dalıcaktım.yazı bekledim bi hırsla..onlar kaşta almışlardı brövelerini.temmuz geldi çattı.elimde sadece kaş ve bi dalış okulu adı var.kaşa daha önce hiç gitmemişim.
annemlere arkadaşlarla 1 hafta kaşta tatil yapıcağımı söleyip(kız lisesinde okumanın faydaları ailen hiç şüphelenmez arkadaşlarından) tek başıma kaş otobüsüne bindim.
sabah kaşın küçük garajında elimde bavulumdaydım.etrafıma bakındım ne tarafa gitsem diye.
bi baltım bi jandarma aracı duruyordu garajın girişinde.gittim ilk kez geldiğimi soledim.bana bi otel önerdiler.otele giitim.eşyalarımı bıraktım.dalış okulunun yerini öğrendim.
saat 10 gibi kaşa inmiş olan ben saat 14 gibi dalış teknesinde deneme dalışı için gidiyordum..
bütün başıma gelenleri hocama anlattım.denize girdik(benim hiç denize atlamadığımı ağzıma ve burnuma su girmesinden ne kadar korktuğumu öğrendiklerindeki şaşkınlıklarını asla unutmucam)tekne görevlisi beni denize resmen attıktan sonra..hocamın eline yapıştım.tekneden biraz açıldık.hocamın ikna edici konuşmasından sonra başımı suya soktum ve o ilk nefesi aldımmmm..
allahım müthiş bi duyguydu.
işte oandan beri scuba sevdalısıyım.aklım gönlüm hep suyun altındaaa...
uzun bir süre ara vermek zorunda kaldım ama artık dönüyorum..
bu sayfalardan yaşadıklarımı araştırdıklarımı bulduklarımı paylaşıcammm..
yeniden merhabaaaa mavilik..

20 Şubat 2010 Cumartesi

hoşgeldin ümit

uzak bir yerlerde yeni bir başlangıç dicem ama nerdeee..

dağın bir yerinde evinden barkından kocişinden ayrı,yanında minik kuzusu,peşinden gelmek zorunda kalan anniş ve babişle dımdızlak kalmış birisiyim işte.

işinden nefret eden ama bir türlü kurtulamayan,aynı bataklıkta kalmış gibi kurtulmak istedikçe dahada batan birisi....

tam tamına 15 yıl önce yaptığı bir hatanın ceremesini hayatı ve bozuk düzeniyle ödeyen birisi...

17 yaşındayken sırf hırsı yüzünden yaptığı tercihin acısını heran ensesinde hisseden birisi.

hayalleri olan ama gerçekleştirmek istedikçe önüne engeller çıkan birisii..

ama en önemlisi artık geç oldu demeden denemeye devam edicek olan birisiyimmm..

dudu'nunda dediği gibi somur dünyayı elif diyorum artık...