22 Kasım 2010 Pazartesi

mim:mutlu ailelerin 100 sırrı

evett bende geçtim kütüphanemin önüne.gözümü kapadım ve işte gelen kitap:david niven'in mutlu ailelerin 100 sırrı kitabı oldu.
hey gidi günler heyyy kitabı ilk okuduğum zaman geldi aklıma :)
açtım 55nci sayfayı ve işte paylaştıklarım...
''
gereklilik ve istemek
Genellikle gereklilik ve istemek arasında büyük bir fark vardır.Sebze yemeniz gerekmektedir .Canınız pizza yemek ister.Gereklilik ve istemek arasındaki yarışta uzun vadede denellikle istemek kazanmasına karşın bu sizin için iyi olmayabilir.Aynı şey aile durumlarındada ortaya çıkar.Boş zamanlarınızı aile üyelerine destek vererek geçirmelisiniz ama siz önce kendinizi düşünmek istersiniz.Bu sorunu aşmanın yolu isteklerinizi sürekli olarak bastırmak değil ama yapmanız gereken konularda elde edeceğiniz mutluluğu arttırmaktır.Zaman içerisinde gerekli olanlarla istekler arasındaki dengeyi arttırarak yaşamınızda daha fazla mutlu olabilirsiniz''

21 Kasım 2010 Pazar

notlar:

1.spora başlayalı 1 hafta oldu üstüne tatil:sonuç 15 günde 2 kilo artı giremediğim eski kot pantolonuma girme başarısı
2.evin parke seramik olayı çözüldü sırada oturma grubu dizaynı var.model belli ama yi fiyat nerde bulunur o sorun.
3.eski bir arkadaşı aramam lazım.işim düştü ama hep aklında olurda hep bahane bulursun ya.o yüzden hiç arayamamıştım.ama şimdi gerçekten aramam gerekiyor.2 gündür karın ağrısı çekiyorum buyüzden.
4.bu 9 gün izin alamadım çalıştım diyebilirim kısmen.ama kalan yıllık iznimi medeniyette kullanıcam aralık başında..
ve sıra handeciğimin miminde:

5 Kasım 2010 Cuma

alem fm-nihat sırdar-protesto

bizim evde sabah ve akşam alem fm -nihat sırdarın programları dinlenir.
annenne ve dede nihat erzuruma gelince gösterisine gidecek kadar çok severler kendisini.benim uzun süre bişeyi dinleyip izleyememe huyumdan ötürü bole fanatikliklerim yoktu.ama bende alıştım .
hatta beni bırakın kuzuda alıştı..program müziği çıkınca radyoda kafa sallamaya başlıyo bizimki:)
bu sabah saat 8'de ankaralı turgut eşliğinde protesto vardı programda.protesto ettik istediğimiz herşeyi nasılmı ?:oynayarak.
kuzuyla karşılıklı oynadık...ohh iyi geldii..neleri protesto etmedimki..
bundan sonra her cuma yapalım dedi nihat sırdar..valla öneririm..acayip rahatlatıyor insanı:))

24 Ekim 2010 Pazar

dekorasyon çalışmaları


nezamanki işimi son ana bıraksam mutlaka ve mutlaka olece ''kalakalmışımdır''.
fakültede hangi sınava günügününe çalışmadıysam ''kalmış'',yola çıkarken plan yapmadıysam ortada ''kalmış'',alelacele bişiler hazırlayayım dediysem elime yüzüme bulaştırmışımdır:))
hani ole hep anlatılan şanslı kişilerden olamadım hiç.şölee şanslıydım işim rast gitti,böle cuk diye oturdu yemek,şöle denk geldi şuna rastladım bunla tanıştım gibi gibi.....
dekorasyonla feng shuiyle bi dönem içiçeydim.
ara bugün itibariyle bitmiştir ey blog.
bakalım neler çıkacak bu hevesten:)
hemen yarın ev alıyor olmasamda şimdiden hazırlanıp bugünün işini bikaç ay sonraya bırakmıcam:)
insan bir kez ev alıyor dimi ama yada en azından ben olee...

16 Ekim 2010 Cumartesi

şevval sam-sek


hatırlarmısınız bu albümü?
son sen asistanıyken çıkmıştı bu albüm.koşa koşa gidip almıştım.her sabah kalktığımda cd playerda bu albüm takılı olurdu.ben hazırlanana kadar ne kadar parça dineleyebilirsem dinlerdim.evden olee huzurlu çıkardım ki tarif edemem.
birkaç parçayı dinledim şimdi.
beyoğlunda kızkıza arkadaşlarla gittiğimiz(izmirden liseden kızlar)ocakbaşını.35lik isteyince şaşıran,susuz içtiğimizi görünce ağzı açık kalan garsonları.güzelim muahbbetleri,eskiyi yadetmeleri hatırladım...
dinlediysenizde dinlemediysenizde hadi bulun birkaç parçasını ve dinleyin..
hak vereceksiniz bana içiniz ferahlayacak,kafanız boşalacak eminim.

9 Ekim 2010 Cumartesi

kağıt kalemsiz çalışamayanlar!

bilgisayarım açık,arkadaş bir sürü literatür gönderdi.hepsini okumam ayıklamam,hangileri yapacağımız çalışmaya uygunsa onların full textine ulaşıp özetler çıkarmam gerekiyor..
bunları yaparken ders çalışmam gerekiyor..
tamam hepsini bi şekilde yaparım aama şuan çalışamıyorum..
peki niyemi?
çünkü ben kağıt, kalem,çıktı olmadan.kırmızı kalemle sağını solunu,altını üstünü çizmeden,yanına yönüne yıldız koymadan çalışamıyorum...
şimdi baktımki printerın kartuşu bitmiş...
üff ya ole bakıyorum dosyalara..ciddeen kafam almıyor.bu kadarmı teknoloji özürlü olur bir insan:)
yapcak bişe yok.
yarını beklicem..
şimdi elime bir kitap alayımda okuyayım barigüzel güzel,dokuna dokuna,çize çize..
bole sorunu olan varmı peki..ben tekmiyim yoksa?

2 Ekim 2010 Cumartesi

projem ve hayal kırıklığım:(

ptesi günü arkadaşla hasatanede oturup çok az ve çeşitsiz hasta baktığımızdan ve bu dağ başında köreldiğimizden bahsederken aklıma bir fikir geldi.
bi karavan içinde muayene masası ,ultrason cihazı,ekg,biyokimya cihazı olsun.
köylere hastaneye gelemeyen hastaların,hiç doktor yüzü görmemiş gebelerin,pratisyen hekime bile zor ulaşan ciddi kalp hastalığı olan hastaların yanına ulaşalım.hem onlara bir faydamız olur hem biz hasta bakmış oluruz hemde bukadar çokhasta bakarsak bilimsel olarakta yayın yapma hitimalimiz olur diye düşündük.
nasıl heyecanlandım anlatamam..
daha başhekimle görüşmeden kendimizi attık hastaneden.
biyerden duymuştum.AB'nin bu şekilde desteklediği projeler varmış diye.
tesadüfen gördüğüm bir binada ki valilik birimine gittik önce.
görevli uzmanın gözleri parladı projeyi duyunca ama başvuru tarihi haziran ayında bitmişti.bize gelecek sene için ok verdi ama biz gelecek seneye kadarvakit kaybetmek istemiyorduk.
bizi önce başkabir merkeze sonrada belediyeye yönlendirdiler.
bi öğrendikki öyle bir araç varmış 2 yıl önce hibe edilen.doktor olmadığından olece duruyomuş garajda.içinde yok yok olan.mükemmel dizyn edilmiş bir tır.
aman allahım nasıl olur süper felan derken kendimizi başkan yardımcısıyla konuşurken bulduk.
herkes çok mutluydu.biizim gibi idealist doktorlara çok ihtiyacı olduklarını vs sölediler.ki biz para vs talep etmiyorduk kesinlikle ve hafta sonu tatilinde gideecektik köylere...
10 günlük bir deneme dönemi için anlaşıp başka iki kuruma gittik ertesi gün bazı kitler hakkındakonuşmak için.son gittiğimiz kuruma ole umutlu girmişimki anlaşılan.şube müdürünün bize böyle bişe olamıyacağını anlayabilmem için 2 kere tekrar etmesi gerekti.kafamızdan nasıl bole bir proje hazırladığımızı gidiyomuş gibi nasıl kendimize göre plan yapabildiğimizi sordu.kurumumuzdanda halen izin almadığımızı soleyince bizi kibarca kovdu.yada kovmaktan beter etti..
ben saat 17:00de ismini vermek istemediğim bir müdürlüğün önünde olece kalakaldım.
deli oldum,sinir oldum,bürokrasiden ve siyasetten nefret ettim.
ve birkez daha bu ülkeden gitmek için herşeyi yapacağıma yemin ettim.