24 Ekim 2010 Pazar

dekorasyon çalışmaları


nezamanki işimi son ana bıraksam mutlaka ve mutlaka olece ''kalakalmışımdır''.
fakültede hangi sınava günügününe çalışmadıysam ''kalmış'',yola çıkarken plan yapmadıysam ortada ''kalmış'',alelacele bişiler hazırlayayım dediysem elime yüzüme bulaştırmışımdır:))
hani ole hep anlatılan şanslı kişilerden olamadım hiç.şölee şanslıydım işim rast gitti,böle cuk diye oturdu yemek,şöle denk geldi şuna rastladım bunla tanıştım gibi gibi.....
dekorasyonla feng shuiyle bi dönem içiçeydim.
ara bugün itibariyle bitmiştir ey blog.
bakalım neler çıkacak bu hevesten:)
hemen yarın ev alıyor olmasamda şimdiden hazırlanıp bugünün işini bikaç ay sonraya bırakmıcam:)
insan bir kez ev alıyor dimi ama yada en azından ben olee...

16 Ekim 2010 Cumartesi

şevval sam-sek


hatırlarmısınız bu albümü?
son sen asistanıyken çıkmıştı bu albüm.koşa koşa gidip almıştım.her sabah kalktığımda cd playerda bu albüm takılı olurdu.ben hazırlanana kadar ne kadar parça dineleyebilirsem dinlerdim.evden olee huzurlu çıkardım ki tarif edemem.
birkaç parçayı dinledim şimdi.
beyoğlunda kızkıza arkadaşlarla gittiğimiz(izmirden liseden kızlar)ocakbaşını.35lik isteyince şaşıran,susuz içtiğimizi görünce ağzı açık kalan garsonları.güzelim muahbbetleri,eskiyi yadetmeleri hatırladım...
dinlediysenizde dinlemediysenizde hadi bulun birkaç parçasını ve dinleyin..
hak vereceksiniz bana içiniz ferahlayacak,kafanız boşalacak eminim.

9 Ekim 2010 Cumartesi

kağıt kalemsiz çalışamayanlar!

bilgisayarım açık,arkadaş bir sürü literatür gönderdi.hepsini okumam ayıklamam,hangileri yapacağımız çalışmaya uygunsa onların full textine ulaşıp özetler çıkarmam gerekiyor..
bunları yaparken ders çalışmam gerekiyor..
tamam hepsini bi şekilde yaparım aama şuan çalışamıyorum..
peki niyemi?
çünkü ben kağıt, kalem,çıktı olmadan.kırmızı kalemle sağını solunu,altını üstünü çizmeden,yanına yönüne yıldız koymadan çalışamıyorum...
şimdi baktımki printerın kartuşu bitmiş...
üff ya ole bakıyorum dosyalara..ciddeen kafam almıyor.bu kadarmı teknoloji özürlü olur bir insan:)
yapcak bişe yok.
yarını beklicem..
şimdi elime bir kitap alayımda okuyayım barigüzel güzel,dokuna dokuna,çize çize..
bole sorunu olan varmı peki..ben tekmiyim yoksa?

2 Ekim 2010 Cumartesi

projem ve hayal kırıklığım:(

ptesi günü arkadaşla hasatanede oturup çok az ve çeşitsiz hasta baktığımızdan ve bu dağ başında köreldiğimizden bahsederken aklıma bir fikir geldi.
bi karavan içinde muayene masası ,ultrason cihazı,ekg,biyokimya cihazı olsun.
köylere hastaneye gelemeyen hastaların,hiç doktor yüzü görmemiş gebelerin,pratisyen hekime bile zor ulaşan ciddi kalp hastalığı olan hastaların yanına ulaşalım.hem onlara bir faydamız olur hem biz hasta bakmış oluruz hemde bukadar çokhasta bakarsak bilimsel olarakta yayın yapma hitimalimiz olur diye düşündük.
nasıl heyecanlandım anlatamam..
daha başhekimle görüşmeden kendimizi attık hastaneden.
biyerden duymuştum.AB'nin bu şekilde desteklediği projeler varmış diye.
tesadüfen gördüğüm bir binada ki valilik birimine gittik önce.
görevli uzmanın gözleri parladı projeyi duyunca ama başvuru tarihi haziran ayında bitmişti.bize gelecek sene için ok verdi ama biz gelecek seneye kadarvakit kaybetmek istemiyorduk.
bizi önce başkabir merkeze sonrada belediyeye yönlendirdiler.
bi öğrendikki öyle bir araç varmış 2 yıl önce hibe edilen.doktor olmadığından olece duruyomuş garajda.içinde yok yok olan.mükemmel dizyn edilmiş bir tır.
aman allahım nasıl olur süper felan derken kendimizi başkan yardımcısıyla konuşurken bulduk.
herkes çok mutluydu.biizim gibi idealist doktorlara çok ihtiyacı olduklarını vs sölediler.ki biz para vs talep etmiyorduk kesinlikle ve hafta sonu tatilinde gideecektik köylere...
10 günlük bir deneme dönemi için anlaşıp başka iki kuruma gittik ertesi gün bazı kitler hakkındakonuşmak için.son gittiğimiz kuruma ole umutlu girmişimki anlaşılan.şube müdürünün bize böyle bişe olamıyacağını anlayabilmem için 2 kere tekrar etmesi gerekti.kafamızdan nasıl bole bir proje hazırladığımızı gidiyomuş gibi nasıl kendimize göre plan yapabildiğimizi sordu.kurumumuzdanda halen izin almadığımızı soleyince bizi kibarca kovdu.yada kovmaktan beter etti..
ben saat 17:00de ismini vermek istemediğim bir müdürlüğün önünde olece kalakaldım.
deli oldum,sinir oldum,bürokrasiden ve siyasetten nefret ettim.
ve birkez daha bu ülkeden gitmek için herşeyi yapacağıma yemin ettim.

21 Eylül 2010 Salı

karar vermek verememek!!

hayatım şu anda a b c d ihtimalleriyle dolu.hemde küçük değil hayatımı tümden değiştirecek hepsi birbirinden kötü ihtimaller.
konuşmaya yazmaya mecalim yok.kafam dolu.moralim bozuk.ne yapacağımı bilmez haldeyim.tek başıma olsam neyse ama bir eşim ve herşeyden habersiz bir kuzucuğum var.
Allah'ım nolur yardım et.keşke 5 yıl sonrasını biran görebilsem.vereceğim kararın sonucunu görebilsem..
çıldırmak üzereyim.
dua edin benim için olurmu?

14 Eylül 2010 Salı

uzaktan eğitim-istanbul ünv.

hafta sonu öylesine internette dolaşırken bir baktımki aradığım sertifika programı istanbul üniversitesinde başlayacak.hemde uzaktan eğitim merkezinde hemde 5 günlük.
çıldırdım resmen.ve tabi bu kadar nasıl denk gelebilir ve nasıl ben tesadüfen buldum bu programı diye sevindirik oldum(google'a istanbul yazcağıma istanbsl yazmışım altta istanbul ünv çıkınca bi bakayım deyip enstitü yerine merkezlere girip vs vs tıklayıp bu programı buldum çünkü)
merkeze mail attım ama cevap alamadım.yarın hocalara mail atıcam bakalım şartlar nelermiş,ben katılabilirmiyim diye..
hastalıkların moleküler temeli konulu bir program.moleküler tıp ve genetiğe hayran birisi ve mesleki anlamda tek hayali genetik bir çalışma programında danışman olmak olan bir doktor olarak daha ne isterimki ben..

13 Eylül 2010 Pazartesi

ne yapıyorum ben?

ne yapıyorum ben yada neyi yanlış yapıyorum?
bugün itibariyle anladımki yöneticilik vasfım yok.tamam hasta doktor ilişkilerim en azından çevremden veya hastalardan duyduğum kadarıyla çok iyi.ama yönetmek zorunda olduğum personelle ilişkilerimi bir türlü düzene oturtamıyorum.ve buda canımı sıkıyor artık.
kliniğimde düzen istiyorum.plan program istiyorum.pozitiflik istiyorum.ben kendime adıma yapıyorum ama insanlardan hatalarını düzeltmelerini uygun birşekilde isteyemiyorumki hala aynı terslikler devam ediyor.ve bugün ilkkez sinirliyim.klinik şefi böyle yaparmı bilmiyorum ama şu anda kliniği protesto ediyorum.hayır klinik dediğimde 2 elin parmaklarını geçmiyoruz ama olsun işte.olmuyorr..tamam makina değiliz ama insanların kendi negatifliklerini ,depresyonlarını bu kadar işlerine yansıtmalarına anlam veremiyorum.ki bu kişiler sanılanın aksine erkekler.konuşuyorum.yardım almalarını sağlıorum.opsiyon veriyorum.ama yok.ve en sonunda olan oldu banada bulaştı bu sabah olumsuzluk.
şimdi sakinleşip derin bir nefes alıp kliniğe geçicem.sakinleşmek için bilgisayar başına oturdum. ilk defa hastanedeblogumu açtım.onunda ayrı vicdan azabı var üstümde şimdi..
önerisi olan varmı?